Aşkın mezarı 3. kitap 31. Bölüm Distopya romanı

Onlar beklemeye devam ederken çocuklar ise görüntülü kutuların tuşlarına basıyorlardı. Onlardan daha önce de görmüşlerdi özellikle kız gökyüzü gözlemlerini onlar aracılığı ile yapıyorlardı. Ancak ikisi de çocukların o esnada ne yaptığını bilmiyorlardı. Bilmenin yanında mor bir koltuğa oturmuşlardı ve etraflarında koşan çocukları izliyorlardı. En garibi ise her birinin farklı bir şey yapmasıydı.

Bir kısmı görüntülü kutularla uğraşırken bir kısmı ise sürekli bir şeyler hesaplıyorlardı. Ancak bu hesaplama işi oldukça hararetliydi. Bir sayfa dolusu yazıyorlar ve daha sonra o kağıdı kırıştırıp atıyorlardı. Bunu anlamak çok zordu. "Demek ki" diye düşündü erkek "istedikleri sonuca ulaşamıyorlar.

Kız da aynı erkek gibi şaşkınlıkla seyrediyordu etradıfını. Bir an etrada bakmaktan vazgeçip birbirlerine bakmaya başladıkları sırada çocuklardan birisi yerinden kalkıp bağırmaya başladı. "Birinci ve ikinci veri merkezini bulduk. Nerede olduğunu paylaşıyorum sizinle."

Bir başka çocuk konuşmaya başladı "Bende hemen onların bağlantılarını bulup imha edeceğim birazdan."

Bambaşka bir çocuk söze karıştı "Şimdi olmaz hepsini birden yapmamız lazım yoksa herşey boş olur."

Az önce konuşan çocuk tekrar konuşmaya başladı "Bir an önce yapmamız lazım bunu. Geç kalmak istemiyorum."

"Onu hiçbirimiz istemiyoruz." diyerek araya girdi onları karşılayan çocuk. "Şimdi hepiniz işinize dönün. 3 tane daha veri merkezi olması lazım onları bulmamız gerekiyor. Peki sistemin güvenlik duvarını çözme işi ne alemde?"

"Biraz zorluyor bizi ama yakında çözeceğimizi düşünüyoruz. Aslında en zor kısımdayız burayı aştıktan sonra devamının daha kolay olacağını düşünüyoruz."

"Size güveniyorum. Başaracağız."

O çocuk onların lideri olmalıydı. Hepsine emir vermesini izlerken biraz şaşırmışlardı. Sanki o çocuk göründüğünden çok daha büyüktü.

Liderleri konuşmasını bitirdiği zaman erkek ve kadına dönüp "Burada işler biraz karışık gördüğünüz gibi. Neler olduğunu az biraz anladığınızı düşünüyorum ama sizin için kalanları açıklayayım. Şunlar olasılık hesabı yapıyorlar. Bu nedenle oldukça gerginler. Amaçları en düşük kaybetme olasılığını bulmak. 1000de 2 gibi bir limit belirledik ve bunun daha altında bir olasılık bulmaya çalışıyorlar. Elbette en az zararla bu işi çözmeleri gerekiyor. Bence onlara bulaşmasanız daha iyi olur."

"Şunlar ise sistemin veri merkezlerini ve güvenlik duvarını nasıl aşabileceklerini araştırıyorlar. Bunlar ise sistemin kontol ve gözetleme sistemlerini çözmeye çalışıyor. Onlar sayesinde sistemi kör ve sağır hale getireceğiz. Şuradakiler ise farklı olasılıklardaki farklı zaman çizgilerini inceliyorlar. Onlar olasılık hesaplayan grupla beraber çalışıyor. "

"Son olarak şuradaki küçük çocuklar ise oyun oynuyor. Onlar daha çok küçük ve bu yüzden oynamalarına izin verdik. Onlar için en doğrusu bu çünkü ama çok tatlı değilller mi baksana şunlara."

Erkek ve kız artık ne olup bittiğini çok daha iyi anlıyorlardı artık. "Teşekkür ederiz sayende boş gözlerle etrafa bakmayacağız."

"Rica ederim, bu arada bir şey soracağım sana acaba ne kadar geniş bir çerçeve de düşünceleri okuyabiliyorsun."

"Alan olarak denemedim ama sayı olarak yüzlerce."

"Bu kesinlikle harika bir şey, o zaman söyle bakalım şimdi ne düşünüyorum?"

"Düşüne düşüne dondurma mı düşündün yoksa" dedi erkek neşeli ve gülümser bir tonda.

"Elbette dondurma düşüneceğim. Çok seviyorum onu ben hele çikolatalılar var ya off yani."

0/Post a Comment/Comments