Aşkın mezarı 3. kitap 30. Bölüm Distopya romanı

İlk cümleler bittiği zaman ses şiddeti daha da artmıştı. "Siz aşkın koruyucularısınız. Sistemi yok etmek için doğdunuz, çabaladınız, kayıplar verdik ve acılar çektik ancak bunların son bulma zamanı geldi."

Gelen alkış seslerinin arasında kız erkeğin bıraktığı yerden devam etti konuşmaya "Binlerce neler yaşadığımızı biliyoruz. Herşeyimiz çalındı bizden, duygularımız çalındı, aşk çalındı. Buna izin vermeyeceğiz."

Alkış sesleri giderek artmıştı öyle ki bir an alkış seslerinden başka bir şey duyulmuyordu. "Hala az sayıda olsa da sistemin adamları sokakta dolaşıyor. Önce onları etkisiz hale getirmemi gerekiyor. Ancak öldürmek en son çare, silahlarınızı kullanmadan önce onlarla konuşmayı deneyin. Unutmayın onlar çaresiz ve amaçsız bir durumda. Onlara istedikleri amaçları sadece biz verebiliriz."

"Sistemin merkezine kadar heryeri ele geçireceğiz öncelikle. Böylece ileride oluşabilecek sorunları önceden engelleyeceğiz. Sizlere güveniyorum kahraman aşkın koruyucuları. Yarın yeni bir gün olacak bizim için."

Kız konuşmayı bitirdiği zaman yoğun bir alkış sesi tekrardan yankılandı. Daha sonra hep bir ağızdan "Aşkın Koruyucuları" diye bağırmaya başladılar. "Erkek şimdi dışarı çıkın ve yapmanız gerekenleri yapın." dediği zaman herkes dışarıya çıkmaya ve siyahlı adamları temizlemeye hazırdı. Hızlı bir biçimde odayı terk etmeye başladılar. Onlar giderken kız ve erkek birbirine bakıp gülümsüyorlardı. El ele tutuştular ve son aşkın koruyucuları odayı terk edene kadar beklediler.

"Güzel konuşmaydı."

"Yapmamız gerekeni yaptık."

"Şimdi çocukların yanına gidelim bakalım onların nelere ihtiyacı var."

"O çocukların bu kadar güçlü olması garip geliyor bazen."

"Evet ama onlar olmasa başaramazdık."

Erkek ve kız çocukların yanına doğru yürümeye başladı. Yol boyunca başka bir şey söylemediler. O an öyle bir duygu içindeydiler ki onun bozulmasını istemiyorlardı.

Çocukların yanına geldikleri zaman daha önce konuştukları çocuğu gördüler. "Çalışmalar nasıl gidiyor? diye sordu erkek."

"Şimdilik güzel gidiyor. Bazı kodlar aşırı bir şekilde korunuyor ama kısa bir süre içinde hepsini aşacağımızı düşünüyoruz."

"Neler yapacağınızı anlatabilir misin?"

"Bizim amacımız sistemin kendisini başka bir yere aktarmasını engellemek. Daha doğrusu aktarabileceği tüm yerleri yok etmek. Böyle bir durum için kendisini kopyalayabileceği 6 tane yer tespit ettik kodlarının arasında. Her birine aşırı şekilde yüklenerek onları yok edeceğiz. Bu esnada başka bir takım ise sistemin ana güvenlik duvarını aşmaaya çalışıyor. Sonrasında onu kapatabileceğiz."

"Harika şeyler söylüyorsun şu anda. Zafer çok yakın. Bizim yapabileceğimiz bir şey yok."

"Şu anda yok. Zamanı geldiğinde sizden yardım isteyeceğiz. Umarım gerek olmaz ama gerekmesi durumunda siz şurada oturun ve bekleyin." dedi çocuk ilerideki bordo renkli koltuğu işaret ederek.

Erkek ve kız çocuğun dediğini yapıp bordo renkli koltuğa oturdu. İkisi de birbirine bakıp gülümsüyordu bu esnada. Biraz daha beklemeleri gerekiyordu ve sonrasında özgürce yaşayabileceklerdi beraberce. Bunca zamandır onların devam etmesinin tek nedeniydi diğerini birkez daha görebilmek veya elini bir kez daha tutabilmek.

Beklemeye devam ederken çocukların neler yaptığına bakıyorlardı. Hiç konuşmamaları en dikkat çeken noktaydı sanki konuşmadan da haberleşebiliyorlardı. Oturdukları yerden bir an için bile kalkmıyorlardı. Onlar ise çocukların işlerini bitirmesini bekliyorlardı.

Erkek dışarıdaki aşkın koruyucularının neler yaptıklarını merak ediyor ve onlar için endişeleniyordu.

0/Post a Comment/Comments