Aşkın mezarı 3. kitap 28. bölüm Distopya romanı

Geldiklere yere doğru ilerlerken kimse konuşmuyordu. Sanki söylenecek her söz ölen arkadaşlarına ihanet olacakmış gibi geliyordu onlara. Yola çıkmadan önce ölen siyahlı adamların silahlarını ve kurşunlarını almışlardı. Bu sayede karşılarına çıkabilecek herhangi bir şeyle mücadele edebileceklerdi.

Aşkın koruyucuları bir halka şeklinde yürüyordu. Ortalarında ise çocukları almışlardı. Onları gelebilecek tehditlere karşı korumanın en doğru yolunun bu olduğunu söylemişti erkek. Erkek ve kız ise çocukların yanında yürüyorlardu.

Sessizliği ilk bozan kız olmuştu "Yardımınız olmasaydı orada savaşı kaybedecektik."

Çocuklardan birisi ise cevap "Bütün olasılıklara baktım. Geleceği defalarca inceledim. Sonunda sizin ölmediğiniz tek olasılık buydu. Evet size yardım etmeseydik hepiniz orada ölecektiniz."

"Nasıl yani olacakları biliyor muydunuz?"

"Tam olarak bilmiyorduk ancak olasılıkları biliyoruz biz ve sonuçlarını görebiliyoruz. Elbette kesin olmuyor gördüklerimiz ama sonunda başarılı olabilme ihtimalinizin olduğu tek ihtimal buydu."

"Yani" dedi erkek şaşırmış bir şekilde "Siyahlı adamların eline bilerek tutsak düştünüz."

"Evet kesinlikle öyle yaptık. Başka türlü başarılı olamayacaktınız ve sizin başarılı olmanızı istedik."

"O zaman teşekkür ederiz size. Siz olmasaydınız hepimiz ölmüştük."

Çocuklarla sohbet etmeye devam ettikleri sırada ilerlemeye devam ediyorlardı. Şehirden saldırının sonucunda dumanlar yükseliyordu. Şehirden gelen savaş sesleri durmuştu ve geriye sadece yangınlar sonucu oluşan koyu bir gökyüzü kalmıştı.

Sığınaklarına giden kapıdan geçtikleri zaman çocukları alıp bir tarafa götürdüler. Kız ve erkek ise onları bekleyen birisini takip edip başka bir odaya geçti. Yaralılar ise tedavi görmek için başka bir odaya geçti.

Kız ve erkeğin gittikleri odada onları başkan bekliyordu. Onlar içeriye girdikleri zaman başkan ayağa kalktı ve konuşmaya başladı "Hoş geldiniz. Sizi merak etmeye başlamıştım. Siz yokken neler olduğunu anlatayım size kısaca. Siyahlı adamlar ve sistemin askerleri yok edilmiş durumda. Şu anda bir taraftan sistemin merkezine girmek için hazırlık yapıyoruz. Bir diğer taraftan çocuklar sistemin savunmasını kırmaya çalışacaklar. Bunu yapamazsak eğer hiçbir şey başaramayız çünkü sistem kendisini farklı yerlere taşıyabiliyor. Bu nedenle çocukların o şansı elinden alması gerekli. Bir diğer taraftan da gezegen çapında sistemin kendini kopyaladığı heryerdeki yedekleri yok etmemiz gerekiyor. Ancak bu aşamada sizin yapabileceği bir şey yok. Sizden biraz dinlenmenizi istiyorum bunu fazlasıyla hak ettiniz."

Erkek ve kız başkana teşekkür edip odadan ayrıldılar ve kendi odalarına geçtiler. İlk önce birer bardak su içtiler. Daha sonra koltuğun üzerine oturup birbirlerine bakıp gülümsdiler. Erkek "Biz bir olursak her şeyi yeneriz dedi." Kız ise "Sen yanımda olduğun sürece bizi hiçbir şey durduramaz diyerek eklediler.

Sarılmaya başladıklar zaman sanki diğerini içine sokmak istiyormuş gibi sarıldılar. Uzunca bir süre sarılmaya devam ettiler. Daha sonra ise ikisi de sırayla banyo yapmaya gittiler. Üstlerindeki savaşın izlerini taşıyan elbiseleri değiştirdiler.

Tekrar koltuğa oturdukları zaman tek istedikleri şey diğerine dokunmaktı. Önce birbirlerinin dudaklarının haritasını keşfetmeye başladılar. Daha sonra sırada biririnin bedenlerinin coğrafyasını keşfetmek vardı. Çok daha önceden yapmak istedikleri ama bir türlü fırsat bulamadıkları birşeydi bu. O an umurlarında olan tek şey diğeriydi.

Birbirlerine sarılıp uzandıkları zaman sadece gülümsüyorlardı. Ölmek için uygun bir an olsaydı eğer ikisi de o an ölmek isterdi.

0/Post a Comment/Comments