Aşkın mezarı 3. kitap 24. bölüm Distopya romanı

Dışarıya çıktıkları zaman her yerden patlama sesleri geliyordu. O kadar güçlü patlamalar oluyordu ki etraflarında bir an için kulaklarının sağır olacaklarını düşündüler. Şehir alev alev yanıyordu resmen ve öyle bir andaydılar ki ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Biraz uzaklarına bir bomba daha düştü ve başka bir yöne bir tane daha. Her bir patlamayı bedenlerinde hissediyor, etrafa yayılan ısı dalgası onların etrafında dolaşıyordu.

Öyle bir andaydılar ki ne yapacaklarını düşünmeleri gerekiyordu ancak bunun için zamanları yoktu. Üzerlerine düşecek bir başka bir bomba hepsini öldürebilirdi. Tam bu esnada erkek ve kız göz göze geldi ve kız zamanı tekrardan yavaşlattı.

"Şimdi ne yapmalıyız?" diye sordu kız.

"Bilmiyorum ama geri çekilmek bir çözüm değil sadece bunu biliyorum." diyerek cevapladı erkek.

"O zaman ilerlememiz gerekiyor ama nasıl?"

"Sanırım bir yolunu biliyorum. Parçalara ayrılacağız ve hepimiz çocukların orada buluşacağız. Burada oyalanırsak eğer çocuklar için geç kalmış olabiliriz."

"Tamam öyle yapalım 4er kişilik ekipler halinde ilerleyelim. Çocuklara ulaşanlar siyahlıları ateş açarak oyalasınlar."

"Anlaştık."

Kız zamanı eski haline getirdiği zaman yüksek sesle bağırmaya başladı "4er kişilik takımlar halinde ilerleyeceğiz. Bu hepimizi tehlikeden uzaklaştırır çocukların oraya gittiğiniz zaman biraz toplanın ve ateş açın. Unutmayın amacımız onları kurtarmak."

Kız konuştuktan kısa bir süre sonra herkes 4er kişilik gruplar halinde dağıldı ve farklı yönlere doğru ilerlemeye başladı. Çocukları kurtarana kadar bu saldırıları nasıl önleyebileceklerini düşünmeleri gerekiyordu ki ikisininde akıllarına fikirler gelmişti çoktan ama daha önce yapmaları gereken şeyler vardı.

Kız ve erkek ilerlerken bir bombanın ıslık sesini duydular ilk önce daha sonra biraz uzaklarından gelen patlama sesini ve ardından bir başkasını. Bombalar sanki gökyüzünden düşüyordu. Nasıl olduğunu anlayamıyorlardı ama şiddetli bir yağmur gibi gökyüzünden bombalar düşmeye devam ediyordu. Sistem nasıl bu kadar gaddar ve acımasız olabilirdi ki?

Onlar ilerlemeye devam ederken bi başka ıslık sesi duydular ve bir binanın gölgesine saklanmış iki kişi gördüler. Bir kaç an geçtikten sonra büyük bir gürültü ve ısı dalgası yayıldı ve patlamanın olduğu yerde artık hiçbir şey yoktu. Erkek oradaki iki kişiyi gördüklerine emindi ama artık onlarda yoktular.

Erkek ve kız koşmaya devam ediyordu. Bir işe yarayıp yaramayacağını bilmemelerine rağmen sürekli yön değiştiriyorlardı. Sokaklar hiç olmadığı kadar boştu zaten sokaklarda olanlar çoktan ölmüş olmalıydı.

Çocuklara yaklaştıklarında patlama sesleri azalmaya başladı. Sistem onlara zarar gelmesini istemiyordı büyük ihtimalle. Çocukların yanına yaklaştıkları zaman onları bekleyen birkaç kişi gördü. Biraz daha beklemeleri gerekiyordu sayılar oldukça azdı o anda. Bu esnada ise erkek birkaç kişiyi gözlem yapması için göndermişti. Neyle karşı karşıya olduklarını bilmeleri gerekiyordu.

Gözlemciler geldiği zaman sayıları artmaya devam ediyordu ama biraz daha beklemeleri gerekliydi. Bu esnada gözlemciler konuşmaya başlamıştı ateş sesi ben onların yanına gittiğim zaman yeni başlamıştı. Çocuklara zarar veremeyeceklerine göre onları koruyanları öldürüyorlar. Hızlı davranmalı ve onları kurtarmalıyız. Bu esnada etrafları çevirmiş bir grup siyahlı adam gördüm ve 3 tane oldukça büyük olan makine. Her biri en az 3 kişi boyutunda ve hepsi de silahlı.

Erkek ve kız tekrardan birbirine baktılar bu an içinde. Zamanı durdurması gerektiğini anladı kız ve zaman yeniden yavaşladı.

"Onların yanına gittiğimiz zaman ben yapabildiğim kadar fazlası için zamanı durduracağım ve öldürebileceğimiz kadar fazlasını o an öldüreceğiz. Sen ise onların zihinlerine girerek savaşı bırakmalarını sağlayacağız. O 3 tane makinenin ne olduğunu bilmiyorum ama siyahlı adamları öldürdükten sonra sıra onlara gelecek ve büyük silahlarla ateş etmye başlayacağız. Sanırım 45-50 saniye boyunca zamanı yavaşlatabilirim."

"Tam da benim aklımdan geçenleri söyledin. Hep aynı şeyleri düşünmek zorunda mıyız." erkek cümlesini bitirdiğinde hafifçe gülümsedi.

Artık önlerinde son bir şans kalmıştı ve bu şans için gerekirse canlarını vermeye hazırlardı. Bu esnada erkek ve kız gördükleri herkese planları anlatıyordu. Bu son şanslarııydı ve son şanslarını boşa çıkarmak gibi bir niyetleri yoktu.

Erkek ve kız ayağa kalktı daha sonra ve elleriyle ileriyi işaret etti. Saldırı sinyali gelmişti ve herkes ileriye doğru koşmaya başladıç

0/Post a Comment/Comments