Aşkın mezarı 3. kitap 23. bölüm Distopya romanı

Adam ve kız yanlarındaki yabancı ile birlikte merdivenlerden yukarı çıkıyorlardı. Bir noktada onlara yeni katılan adam durdu ve "Sizden bir şey isteyebilir miyim?" dedi.

"Ne istediğine bağlı" diyerek cevapladı kız onlardan ne isteyebilirdi ki?

"Beni biraz dövmenizi istiyorum. Sistemin karşısına çıktığım zaman sizin kaçtığınızı söylemem gerek ve bunun inandırıcı olması lazım."

"Saçmalama böyle bir şeyi neden yapalım?"

"Kesinlikle öyle neden seni dövelim?"

"Eğer sistemi inandıramazsam beni öldürtür ve güzel olmaz. Bu yüzden onu inandırmam lazım. Sonra yine karşılacağız sizinle ve bende bu arada sizi araştıracağım."

Yeni adamın bu sözleri üzerine erkek yumruğunu sıktı ve adamın yüzüne vurmaya başladı. Daha sonra silahını çıkarttı ve onu omuzundan vurdu. Adamın gömleğinden bir parça kopartıp akan kanı durdurmak için bandaj yaptı daha sonra "Umarım bu yeterli olur"

"Bende aynı şeyi umuyorum. Şimdi ben erkenden çıkacağım ve etraftaki siyahlı adamları alıp sistemin yanına gideceğim. Zaten beni bu şekilde görünce yardım edeceklerdir. Yakında yine görüşeceğiz."

Adam ve kız yeninin karanlıkta uzaklaşmasını seyretti bir süre boyunca. Bu esnada birbirine bakıp diğerinin elini sıkıca tuttular. "Sence ona güvenebilir miyiz?" diye sordu kız.

"Bilmiyorum ama bunun bir önemi yok. Zaten ona hakkımızda hiçbir şey söylemedik. Biraz daha bekleyelim ve çıkalım bakalım söylediklerini yapacak mı?"

Erkek ve kız biraz daha beklediler. Daha sonra merdivenleri çıkmayı bitirip sokaklarda gizlice yürümeye başladılar. Bir çok şey değişmişti sanki, binalar daha kısalmış, şehrin o renkli dünyası bir anda yok olmuştu sanki. Bu sistemin bir başka yalanıydı demek ki. O çok katlı binalar sadece bir yalandı aynı diğer herşeyin yalan olduğu gibi. Hafifçe gülümsediler birbirlerine bakıp. İkisi de sesli bir şekilde söylemeselerde aynı düşünce zihinlerinde dolaşmıştı ve bu düşünce onların mutlu olmasını sağlamıştı "Savaşı kazanmaya çok yakınız."

Sokakların arasında yürümeye devam ettiler. Etraflarında siyahlı adamları görselerde onların silahlarını bırakmış kafalarına taktıkları maskeleri çıkarmış olduklarını gördüler. Evet savaşı onlar kazanacaktı. Siyahlı adamlarda sistemden ayrılmaya başlamıştı. Acaba başkan bu konu ile ilgili neler söyleceğini merak ederek onun yanına kadar geldiler.

Gördükleri herkes son derece mutluydu sanki çok büyük bir zafer kazanılmış gibiydi ve onların tekrardan gülümsediğini görmek herşeye değerdi.

Biraz yürüdükten sonra olasılıkçı ile karşılaştılar ve o hiç zaman kaybetmeden konuşmaya başladı "Çabuk benimle gelin başkan sizi bekliyor."

Onu takip ederek başkanın odasından içeriye girdiler. Başkan onlar içeriye girdileri zaman ayağa kalktı ve "Hoş geldiniz, şimdi biraz oturun size anlatacağım çok önemli şeyler var" dedi. O cümlesini bitirdiği zaman ikisi de siyah renkli bir koltuğa oturdu.

"Bu gün muhteşem bir iş çıkardınız. Sistemin insanların zihninde oluşturduğu ilüzyonu yok ettiniz ve herkes gerçekleri görüyor artık. Ancak unutmamanız gereken bir şey daha var sistemin tüm gücünü elinden alamadık. Hala onun için savaşacak adamları var onların beyinleri tamamen yıkanmış durumda ve sorgulama bile yapamayacak durumdalar. Siyahlı adamlar ve diğer herşey bir gün sizin gelmenize karşı alınan önlemlerdi. Şimdi bizi zor bir süreç bekleyecek. Sistem bu noktadan sonra elindeki tüm gücü kullanacaktır herşeyi yok etme pahasına olsa bile bir an bile durmayacaktır. Biz hazırlanmaya başladık ve bu aşamada size çok önemli işler düşüyor."

"Ne yapmamız gerekiyorsa söylemen yeterli başkan."

"Daha önce kurtardığınız çocukları hatırlıyorsunuzdur. Onları korumaya almanız gerekiyor çünkü o dahi çocuklar sistemi bozacak bir yazılım üzerinde çalışıyor. Eğer yazılımı tamamlarsak o zaman sistemin gücünü elinden almış oluruz. Sizin yanınıza bir grup vereceğim ve onlarla çocukları koruyacaksınız. Aranızda eskiden siyahlı adamlardan olan bir grup da olacak. Merak etmeyin onlar artık bizden. Saldırı dalgasını atlattıktan sonra çocukların yanına geçeceksiniz. Şu anda onları korumaya çok ihtiyaçları var çünkü sistemin onların yerini öğrendiğini düşünüyoruz. Şansınız bol olsun size güveniyorum."

"Tamam başkan, merak etme o çocuklar için her şeyi yapacağız."

"Hadi şimdi gidin olasılıkçı sizi kapıda bekliyor olacak ve diğerleri alıp çocukların yanına gidin. Çok yakında bu savaşı kazanacağız sakın şüpheye düşmeyin."

Erkek ve kız kapıdan çıkıp Olasılıkçının yanına gittiler. Daha sonra yürümeye devam edip büyükçe bir avluda bulunan silahlı bir grupla karşılaştılar. Daha sonra erkek yüksek sesle "Hadi gidiyoruz, sistemi yok etmemize çok az kaldı. Benimle misiniz?"

Karşısındaki grup tek bir ağızdan "Evet" diye bağırdıktan sonra çocukların yanına doğru yürümeye başladılar.

0/Post a Comment/Comments