Aşkın mezarı 3. Kitap 16. Bölüm distopya romanı

Erkek ne kadar uyuduğunu bilmiyordu. Huzurlu bir rüyanın içindeydi ama uyandığı zaman hiçbirini hatırlamayacaktı. O köpeğe sarılıp uyurken etraflarınad ne olup bittiğini umursamadı çok fazla. Bunun yerine dinlenmeye çabaladı. Gece birkaç kere gözlerini açsada etrafında değişen hiçbir şeyin olmadığını gördü ve köpeğin durumundan emin olup tekrar uyudu.

En son gözlerini açtığı zaman ilk gördüğü renk beyazdı. Etrafındaki herşey beyazdı ve nerede olduğunu anladı. Hala oraya nasıl geldiğini bilmiyordu. Bildiği tek şey uyuduğu zaman mevsimlerin değiştiğiydi ve buna alışması gerekiyordu. Sistem her ne yaptıysa tüm bunların sebebi o olmalıydı. Yoksa içinde bulunduğu durumun mantıklı bir açıklaması yoktu.

Ayağa kaltı ve ileriye doğru yürümeye başladı Bir süre boyunca hiçbir şeyle karşılaşmadan yürüdüler ve biraz dinlenmek için durdular. Tekrar yürümeye başladıklarında her şey aynı kalmaya devam ediyordu. Biraz daha ve biraz daha yürüdükten sonra uzun zamandır ilk kez farklı bir şey gördü. Karşılarında buzdan bir bina vardı.

Binanın kapısı kapalıydı, yüksekliği ise yaklaşık 20 kişi boyundaydı. Oraya girmeleri gerekiyordu kızı bulmak için. Ancak bunu nasıl yapabileceklerini bilmiyordu. Bu sebepten dolayı etrafı incelemeye karar verdi. Buzdan binanın mutlaka bir girişi olmalıydı.

Binanın etrafında dönmeye başladılar. Ancak bina yüksek olduğu kadar genişti ve bu yüzden etrafında dönmek zaman alıyordu. Biraz yürüdükten sonra bir yükseltinin üstüne çıktı ve oradan binaya doğru baktı. Binanın üstü tamamen kapalıydı. Buzdan bir kutu gibi duruyordu ve içeriye sadece bir giriş vardı.

Biraz daha yürüdükten sonra köpek havlamaya başladı ve onun yanından hızla uzaklaştı. Buzdan binaya doğru uzaklaşan köpeği gördüğü zaman onu takip etmeye başladı. Köpek buzdan binanın duvarının orada durdu. Erkeğin köpeği yakalamsı biraz zor olmuştu ancak onun yanına geldiği zaman orada küçük bir kapı gördü ve kapıyı açıp binanın içine girdi.

Binanın içine girdiği zaman yüksek taş duvarlarla çevrilen bir yerdeydi ve yukarıya baktığı zaman gökyüzünü görüyordu. Hava açıktı ve bulutları görebiliyordu oradan. O an düşündüğü şey oraya nasıl geldiğiydi. Az önce buzulların içindeydi ve bir anda kendini burada bulmuştu.

Etrafı biraz daha incelediği zaman duvarların arasında büyük bir yeşilliğin olduğunu gördü ve yeşilliğin ortasında başka bir bina vardı. Bu sefer bina normal bir evi andırıyordu. Sadece biraz daha büyüktü. Ayrıca binanın hemen yanında yukarıya doğru uzanan bir kule vardı.

Binaya doğru yaklaşırken yanında köpeğin olmadığını gördü ve bu onun yalnız hissetmesine sebep oldu. Sanki tek yoldaşı onu terk etmişti ve içinde bir boşluk olduğunu hissetti o anda.

Duvarların ortasındaki binaya doğru ilerlemeye başladı. Yürürken bir diğer taraftan mevsimlerin ve mekanların nasıl değiştiğini düşünüyordu. O an aklındaki en önemli soru oraya nasıl geldiğiydi. Sahi nasıl olmuştu da orada bulmuştu kendini.

İlerlerken kimi zaman neden orada olduğunu sorguladı. Bu esnada sürekli olarak onu kurtarmak için diye tekrar etti içinden. Ancak sanki ilerledikçe ona dair düşünceler azalıyordu ve bu durumdan memnun değildi. Ortadaki binanın oraya yaklaştığı zaman ona dair hatıralarının sayısı azalmıştı. Onun neye benzediğini veya nasıl göründüğünü hatırlamıyordu. Sanki sadece içindeki boşluğu takip ediyordu.

Binanın yanına geldiğinde kapıyı açarak içeriye girdi. Neden orada olduğunu daha sık sormaya başlamıştı. Sanki her geçen an hafızasındakiler azalıyordu. Binanın içine girdiği zaman kendini tekrardan çölde buldu.

Neden orada olduğu daha fazla sorgulama başlamıştı artık. Binaya girdikten sonra diğer bölüme geçti ve merdivenlerden yukarıya doğru çıkmaya başladı. Ne kadar çıktığını bilmiyordu veya daha ne kadar çıkması gerektiğini. Sadece o merdivenlerden yukarıya doğru çıktı nedenleri hatırlamıyordu ama içindeki bir duygu aradığı şeyin orada olduğu söylüyordu.

Bir süre daha merdivene çıkmaya devam etti. Durmak ve dinlenmek istemiyordu. Sadece içinde giderek daha büyük bir hale gelen boşluğu gidermek istiyordu.

Artık kaç kat çıktığının farkında değildi. Ona göre tüm hayatı boyunca bu merdivende geçmişti. Ancak o durmadı ve devam etti.

En sonunda başka bir merdiven olmadığını gördüğü zaman hafifçe gülümsedi. Neden gülümsediğini bilmiyordu aynı neden orada olduğu bilmediği gibi.

İçerideki odaya girdiği zaman orada kızı gördü ve bir anda unuttuğu herşeyi hatırladı. Kıza sıkıca sarıldı ve birbilerinin gözlerinin içine baktılar. Oraya onun için gelmişti.

Gözlerini açtığında yatağında hafifçe doğruldu ve yanındaki kızı gördü.

Küçük bir çocuk odadaki koltukta oturuyordu ve gülümseyerek "Tebrik ederim. Son sınavı başarıyla geçtiniz" dedi. Erkek ve kız ise birbirine şaşkın bir şekilde bakıyordu.

0/Post a Comment/Comments