Aşkın mezarı 2. kitap 47. bölüm

Kırmızı ay dışarıya doğru yöneldiği sırada kız erkeğunin yanına geçip ve ayağa kalmasına yardımcı oldu. Erkeği ayağa kaldırması zor olmuştu aslında ayakta zoraki bir şekilde duruyor gibiydi. Bu esnada kırmızı ay dışarıya çıktı ve diğer ayların karşısına geçti.

"Bizimle gel" dedi beyaz ay sakin bir ses tonuyla.

"Sizinle geleceğim sizi parçaladıktan sonra." Kırmızı ay ileriye doğru hızlı bir adım attı ve beyaz aya doğru bir yumruk salladı. Beyaz ay ise bunun olacağını biliyormuş gibi geriye doğru bir adım attı ve kırmızı ayın yumruğundan kurtuldu. Daha sonra siyah ay kırmızı ayın bir anlık boşluğundan faydalanarak attığı yumruk kırmızı ayın midesine isabet etti.

Öfkesi artan kırmızı ay siyah aya doğru bir tekme attı ve siyah ay bir adım geriledi. Ardından kırmızı ay tekrardan saldırdı, önce siyah aya bir yumruk salladı ve ardından beyaz aya yöneldi. Yumruklar havada uçuyordu. Kırmızı ay öfkeyle saldırıyor, diğer aylar ise kendilerini savunuyordu.

"Boşuna kavga ediyorsun, kendinde değilsin sen."

"Hiç olmadığım kadar kendimdeyim ben. Bana yaptığınız herşeyin bedelini ödeyeceksiniz."

"Biz sana birşey yapmadık. Onlar seni binlerce yıldır hapsediyor. Seni değiştirdiler."

Tekrardan yumruklar ve tekmeler havada uçuştu. Kırmızı ayın öfkesi her geçen an artıyordu. Gözleri tekrardan alev rengine dönmüştü. Ancak bu sefer diğer aylar ona aynı şekilde karşılık veriyordu. Dışarıda öyle bir savaş vardı ki onların izleyen erkek ve kız nefes almaya bile zaman bulamıyordu. Kırmızı ayın attığı yumruğun beyaz ay tarafından tutulduğunu izlediler ve sonra siyah ayın kırmızı ayın burnuna ve hemen ardından midesine iki tane sert yumruk indirmesini gördüler.

Kırmızı ay aldığı darbelerin etkisiyle yavaşladığı sırada konuşan siyah ay oldu "Sana zarar vermek istemiyoruz." Ancak kırmızı ay bunları duymamış gibi aynı nefretle saldırmaya devam ediyordu. Ancak gördükleri kadarıyla kırmızı ay bu savaşta daha fazla dayanamayacak gibiydi. Aralıksız olarak saldırıyor ve her seferinde ağır darbeler alıyordu.

Darbelerin sayısı arttıkça kırmızı ayın hareketleri yavaşlıyordu. Öyleki peşpeşe gelen darbeler kırmızı ayın yüzünden kanların çıkmasına neden oluyordu. Yinede hiçbiri kırmızı ayın yavaşlamasına neden olmuyordu. Aralıksız olarak saldırmaya devam ediyordu.

Kırmızı ay beyaz aya doğru saldırdığı sırada siyah ay araya girip kırmızı ayın midesine bir yumruk attı. Kırmızı ay öne doğru eğildiği sırada beyaz ellerini birleştirip kırmızı ayın sırtına vurdu ve kırmızı ay yere düştü. Daha sonra sıra siyah aydaydı ve yere düşen kırmızı ayın sırtına oturdu ve saçlarından tutup kafasını toprak zemine vurmaya başladı. Birkaç an içinde toprak kırmızı bir renge bulanmıştı.

Ancak kırmızı ay hala kendisindeydi ve kurtulmaya çalışıyordu ancak o durumdan kurtulması oldukça zordu. Sanki onu öldürmeleri için saldırıyordu. Sanki amaçları tükenmişti. Yoksa saldırmayı bırakabilirdi ama o bir an bile yavaşlamadı.

Bu esnada kız ve erkek dışarıya çıkmıştı ve kavgayı izliyordu. Yerdeki kırmızılığın büyüklüğü arttığı zaman kız "Durum onu öldüreceksiniz" diye bağırdı.

"Merak etme o ölmez. Sadece direncini kırmamız lazım."

Kırmızı ayın suratı toprak zemine çarpmaya devam ediyordu ve bir süre sonra kırmızı ay hareket etmeyi bıraktı ve onun sırtına oturan erkek ayağa kalktı. "Şimdi onu götürebiliriz."

Tam bu esnada silah sesleri durulmaya başlandı. Silah seslerinin geldiği tarafa doğru baktıkları zaman onlara doğru gelen çok sayıda siyahlı adamın onlara doğru koştuğunu gördüler. Bu esnada kız erkeğin elini tuttu ve zamanı yavaşlattı. Erkek ise sihaını çıkartarak ateş etmeye başladı. Peşpeşe 11 el ateş ettikten sonra sarjörü değiştirmeye başladığı sırada kız zamanı normal haline getirdi. Erkeği ateş ettiği siyahlı adamlar yere düşmüştü ancak diğerleri koşmaya devam ediyordu. Bu enada ikisi aylara doğru baktı ve onların yüzündeki gülümsemeyi gördü.


0/Post a Comment/Comments