Aşkın mezarı 2. kitap 38. bölüm

Uykuya dalmaları fazla uzun sürmemişti. İkisi de hem zihinsel hem de fiziksel olarak yorulmuştu. Mücadelenin içinde yorgunluklarını hissetmiyorlardı ama yorgunluk gözlerini kapatır kapatmaz uykuya dalmalarını sağlamıştı. İkisi de rüya görmediler. Onlara göre zaten rüya gibi bir yaşam yaşıyorlardı.

Erkek ilk önce uyandı bir süre boyunca başını omuzuna yaslayan kızı seyretti gözlerinin ucuyla. Daha sonra onun nefes alışverişlerini dinledi. İçinde onunla tek bir bedende yaşamak düşüncesi yüksek sesle konuşuyordu. Acaba böyle bir şey mümkün olabilir miydi diye düşündü bir süre boyunca. Daha sonra o yanında kaldığı sürece buna gerek olmadığına karar verdi.

Aradan bir süre daha geçtikten sonra kız ufak ufak hareket etmeye başladı. Erkek onu uyandırmamak için yapabilseydi nefes bile almazdı. Ancak başaramadı ve bir süre sonra kız uyandı. O uyandıktan sonra başını hafifçe çevirip erkeğe doğru baktı.

"Çok uyudum mu?"

"Bilmiyorum bende biraz önce uyandım."

"Çok güzel bir uykuydu benim için. Omuzunda uyumak ayrı bir güzeldi."

"Benim içinde öyleydi. Kendimi harika hissediyorum."

Bir süre boyunca bakıştılar ve karşılıklı gülümsediler. Ne yapacaklarını bilmedikleri bir andan geçiyordular ve bu nedenle konuşmadılar. Söyleyecek binlerce şey varken ikisi de susmayı tercih etmişti. Söyleyebilecekleri hiçbir söz içinden geçen düşünceleri anlatmaya yetmeyecekti.

Sessizlikleri içeriye şapkalı adam girene kadar devam etti. Şapkalı adam içeriye girdikten sonra hızlı bir şekilde etrafına baktı ve hemen konuşmaya başladı. "Beyaz ayın ve kırmızı ayın yerlerini bulduk. Dışarıda daha önce söylediğimiz savaş da başlamış durumda. Aşkın koruyucularına karşı bir cadı avı başladı ve şimdi bizim karşı saldırı zamanımız geldi. Önceliğimiz ayları kurtarmak siz bununla uğraşırken biz ise dışarıdaki savaşa katılacağız. Bu sefer çok daha kalabalık bir ekiple yola çıkacaksınız. Yaklaşık olarak 50 kişi olacaksınız. Onların birçoğu savaşçı olacak ve onları siz yöneteceksiniz. Bu yüzden aldığınız kararlara dikkat edin. Yanınızda savaşı iyi bilen savaşçı da olacak ama o da sizin sözlerinize göre hareket edecek. Sorunuz var mı?"

"Kaç kişi olacak karşımızda?" diye sordu erkek heyecanlı bir ses tonuyla.

"Kesin rakamı bilmiyoruz ama tahminimize göre 60 kişi olacaklar. Ayrıca içeriye girdiğinizde orayı koruyan bazı önlemler olduğunu tahmin ediyoruz. Şimdi bir an önce hazırlanın ve kapıdan çıkın. Kapıdan çıktığınız zaman diğerlerinin yanına gideceksiniz ve oradan yerin altına inip içeride olan beyaz ayı kurtaracaksınız. Benim şimdi gitmem gerekiyor. Görüşmek üzere" Şapkalı adam konuşmasını bitirdiği zaman geldiği gibi hızlı adımlarla odadan çıktı. Kız ile erkek ise bir an için bakıştılar ve ikisi birlikte gülümsediler. Aşkı kurtarma zamanları gelmişti. Hızlı bir şekilde silahlarını aldılar ve kapıdan dışarıya çıktılar.

Kapıdan geçtikleri zaman kendilerini büyükçe bir yeşillliğin arasında buldular. Önlerinde ise birçokları diziliyor ve onları bekliyordu.

"Hoşgeldiniz" dedi içlerinden birisi. "Ben savaşçıyım. Sizi bekliyorduk."

"Şimdi ne yapacağız?"

"Yaptığımız plana göre tahmini olarak 60 kişilik bir grupla çarpışacağız. Önce dışarıdaki nöbetçileri halledeceğiz ve ardından içeriye gireceğiz. Saklanarak ilerleyeceğiz ve bu sayede kendimizi korumuş olacağız. İçeriye girdiğimiz zaman ne ile karşılaşacağımızı tam olarak bilmiyoruz. Bu nedenle içeriye en az kayıpla girmemiz gerekiyor."

"Her şey hazırsa başlayalım." dedi kız. Gözlerini hafifçe kısmıştı. Bu onun ne kadar kararlı olduğunu gösteriyordu aslında. Hepsi birlikte silahlarını hazırladı. "Keskin nişancılar benim yanımda dursun. Zamanı yavaşlatabiliyorum ve bu bize bir avantaj sağlayacaktır. Erkek kızın bir yanına geçti ve diğer yanına ise başka birisi geldi.

"İşaretimle başlıyoruz!"

0/Post a Comment/Comments