Aşkın mezarı 2. kitap 36. bölüm

Kapının önüne geldikleri zaman erkek elini kapıya doğru uzattı ve kapının kolunu tuttu. Daha sonra kapıyı yavaşça aşağıya doğru çevirdi ve kapı açıldı. İkisi kapıdan geçtikten sonra kapı arkalarından kapandı artık geriye dönüş yoktu ve ileriye doğru birkaç adım attılar. O esnada ikiside hissetmesede odaya farklı bir koku girmeye başlamıştı.

İleriye doğru birkaç adım daha attılar ve o an tekrardan bakıştılar. İkisi de birbirlerine baktığı anda diğerini göremedi. Yanlarında başka, tanımadığı birisi vardı ve şaşkınlık içerisinde ellerini geriye doğru çektiler. Yanlarındaki yabancıların yüzleri paramparça olmuş gibiydi. Yüzünün her yerinde yaralar vardı.

"Ne oldu sana?" diye sordu kız.

Erkek ise aynı soruyu tekrarladı. "Ne oldu sana?"

Ancak kızın duyduğu cevap ile erkeğin söyledikleri farklıydı. Kız "Neden elimi tutuyorsun?" cevabını duydu. Erkek de aynı cevabı farklı bir kadın sesinden duymuştu.

"Neler oluyor burada?" diye sordu kız. "Ona ne yaptınız."

Duyduğu cevap ise onun bir adım daha geriye çekilmesini sağlamıştı "O gerçek değildi."

Erkek ise aynı zamanda aynı soruyu sormuş ve aynı cevabı almıştı.

Kız "Size inanmıyorum." dediği sırada erkek ise "Yalan söylüyorsunuz." demişti. Ancak gelen cevap ikisi içinde ortaktı "Gerçeğe neden inanmazsınız ki?"

Kız geriye doğru birkaç adım daha atarak etrafına baktı ve erkeği aradı. Neler oluyordu orada? Ona ne olmuştu?

Erkek ise yanındaki yabancının ondan uzaklaştığını görünce ona birkaç adım daha yaklaştı ve "Onu getirin bana?" dedi sert ve emredici bir ses tonuyla.

Kız ise karşısındaki yabancının onu takip ettiğini görünce silahını çıkarttı ve yabancıya doğru nişan aldı.

Erkek ise yanındaki gizemli kadının ona silah çektiğini görünce kendi silahını çıkarttı ve yabancıya nişan aldı. "Ona ne yaptınız?"

Kız ise yanındakinin de silah çektiğini görünce sert bir biçimde konuştu "Onu geri getir yoksa ateş ederim."

Erkeğin duyduğu ise çok daha farklıydı "Ne yapacağını sanıyorsun o silahla?"

Erkek namluya kurşunu yerleştirdiği sırada kızda aynı şeyi yapmıştı.

"Bunların hiçbiri gerçek değil" dedi kız. "Kandırılıyor olmalıyız." Acaba erkek gerçek değil miydi? Böyle bir şey olamazdı, onun gerçek olduğunu biliyordu, onu her hücresinde hissetmişti.

Erkeğin karşısındaki kadın ise çok farklı şeyler söylemişti "Gerçeğe hoşgeldin, ateş et de gör bakalım kurşunların gerçeği delecek mi?"

Erkek bu cevap karşısında gözlerini kapattı ateş etmeye hazır bir biçimde. Kız eğer yanındaysa düşüncelerini okuyabilirdi. Kıza odaklandı bir an boyunca ve onun zihnine girmeye çalıştı. Oldukça yorucuydu onun için. Kızın zihninde "Nereye gittin?" sorusunu duyduğu zaman kızın etrafında olduğunu anladı. Demek ki onu göremiyor ve onu duyamıyordu. Başka bir yol bulması gerekiyordu.

Kız ise silahını havaya doğru kaldırıp bir el ateş etti. Kurşunun sesi duvarlarda yankılandı birkaç an boyunca. "Onu geri getir yoksa bir sonraki kurşun seni hedef alacak."

Erkek ise bu esnada kızın zihnindeydi, ona olanları nasıl anlatabilirdi ki? Zihninin derinliklerinde dolaştı bir an boyunca. Daha sonra orada açık bir kapı gördü ve o kapıdan geçti. Daha sonra kendi düşüncelerini kapının arkasındaki odaya bıraktı "Senin yanındayım."

Kız erkeğin sesini zihninde duyduğu sırada şaşırmıştı ve silahını aşağıya indirdi "Neredesin?"

"Hemen karşındayım. Gördüklerin veya duydukların gerçek değil."

Bu ses üzerine kız bir an bile düşünmeden karşısındaki yabancıya sarıldı. Onun yaralar içerisinde olan yüzünğ öptü, daha sonra dudakları birleşti.

Bir an kadar sonra kız kapatmış olduğu gözlerini açtı ve yanında duran erkeği gördü. "Ne oldu sana öyle."

"Bilmiyorum ama gördüklerimiz ve işittiklerimiz değiştirildi. Ben hep senin yanındaydım ve sende benim ama bizi yabancıymış gibi gösterdiler. Amaçları birbirimizi vurmamızdı. Ancak başaramadılar.

"İyiki de başaramadılar. Hadi gidelim buradan bir an bile daha fazla kalmak istemiyorum."

İkisi tekrardan el ele tutuşup ilerlediler ve biraz ilerledikten sonra karşılarında başka bir kapı gördüler."

"Sence aşkın mezarına ne zaman ulaşacağız?" diye sordu kız.

"Umarım bu kapının arkasındadır."

0/Post a Comment/Comments