Aşkın mezarı 2. kitap 32. bölüm

Erkek simsiyah bir yerdeydi. Hiçbir şey göremiyor olmasına rağmen bu durumu sorgulamadı. Sadece nedenini bilmediği bir duygu bedeninde dolaşıyor ve onun eksik hissetmesini sağlıyordu. Sahi ne olmuştu ki ona, neden böyle hissediyordu. Zifiri bir karanlıkta yürümeye devam etti bir süre boyunca. Gittiği her yer aynıydı onun.

Biraz daha ilerledikten sonra karşısında altın renginde bir kapı belirdi ve içinde kapının öteki tarafına gitme isteği oluştu. Bu isteği karşılıksız bırakmak istemedi ve kapıdan geçti.

Kapıdan geçtiği zaman evinde buldu kendini. Her şey bıraktığı gibiydi hatta avize bile aynıydı. Onunla konuşmak istemediği için biraz daha ilerledi ve onun yanından geçti. Odanın bir bölümü karanlıktaydı ve o ilerlerken aydınlanmaya başladı. Orayı da sevmezdi aslında, ona çok boş gelirdi orası. Ancak bu sefer o boşlukta bir koltuk belirmiş ve koltuğun üzerinde uzun, siyah saçlı bir kız oturuyordu.

"Sen.."diyebildi sadece erkek şaşkınlık içerisinde. "Sen siyah aysın."

"Hoş geldin" dedi uzun siyah saçlı kadın. "Evet, ben siyah ayım ve seninle konuşmak istedim."

Erkek ise bu anın şaşkınlığını üzerinden atamadan bir süre boyunca kıpırdamadan oturdu. Siyah ay ona koltuğu işaret ettiği zaman onun dediğini yapıp oturdu. Hala şaşkınlık içerisideydi.

"Öncelikle yaptıklarınız için sizinle gurur duyduğumu söylemek istedim. Artık istediğiniz şeye daha da yakınsınız. Ancak şimdi gideceğiniz yol daha tehlikeli bunu söylemek istiyorum size. Bir çok şeyi öğrendiğinizi düşünüyorum ama inanın bilmedikleriniz çok daha fazla. Hatta bilmediklerinizi bilen kimse yok şu anda. Sadece hepsini zamanla öğreneceğinizi söyleyebilirim sana."

"Neden ben seni görüyorum?" diye sordu erkek. "Neden oluyor bunların hepsi?"

"Anlatmaya kalksam bitirene kadar uyanacaksın. Bu yüzden hepsini anlatmaya zamanım yok ama unutma yakında sorunun cevabını öğreneceksin."

"Ne kadar yakında olduğunu bilmek istiyorum. Neler olduğunu anlamak istiyorum artık!"

"Acele etme, acele edersen kaybeden sen olursun unutma bunu. Zamanın giderek azalıyor, birazdan onun sesiyle uyanacaksın. Onun yanında ol ve ona destek ol. Bir kabusun içinde şu anda."

Erkek siyahın son sözlerini uyduğu anda geriye dönmek istedi. Bir an kadar sonra artık odasında değildi ve bir an kadar sonra yatağında buldu kendi. İlk yaptığı şey yerinden fırlayarak kızın yanına gitmek oldu. Kız huzursuz bir uykudaydı belli ki kısık çığlıklar atmaya başlamıştı. Onun omuzundan tutarak hafifçe salladı ve kız gözlerini açtı.

"Merak etme, yanındayım senin."

"Rüyamda seni kaybettiğimi görmüştüm. Sana işkence ediyorlardı ve ben hiçbir şey yapamadım."

"Önemli değil, uyandın artık. Bak yanındayım senin."

Kız bir an için nerede olduğunu sorguladı ve karşısında erkeği gördükten sonra hafifçe gülümsedi. Daha sonra kollarını erkeğin boynuna doladı. Bir süre boyunca hiç konuşmadılar. Sadece birbirlerinin kalp atışlarını dinlediler. Bu esnada ikiside gözlerini kapatmıştı.

Bir süre sonra kız başını geriye doğru çekip erkeğin gözlerinin içine baktı "İyiki yanımdasın."

"Sende öyle iyiki benimlesin. Hiçbir yere gitmiyorum ben hep yanında kalacağım."

"Sakın gitme benden. Sensiz ne yaparım bilmiyorum."

Bu cümlelerin bitiminde tekrardan sarıldılar. Aralarda sarılmaya ara verip birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. O an kızın gözlerinin renginin yeşil olduğunu öğrendi erkek. Sonrasında ise beraber uzandılar. Kız başını erkeğin omuzunun üzerine koydu. Kız uykuya daldığı sırada erkek kendisine tek bir soruyu soruyordu "Daha büyük bir mutluluk olabilir miydi acaba?"

Bir süre sonra erkek de uykuya daldı. Ancak bu sefer rüya görmedi. Rüya görmeye ihtiyacı yoktu onun istediği herşey yanındayken rüyaların ne anlamı olabilirdi ki?

0/Post a Comment/Comments