Aşkın mezarı 2. kitap 6. bölüm

Siyahlı kız ve şapkalı adam geldikleri yoldan geriye doğru dönerken bir süre boyunca duman soludular. Duman solmak zararlıydı bu yüzden şapkalı adamın ona vermiş olduğu bez parçası ile ağzını kaplamıştı. Şapkalı adama göre bu dumanın zehirleme süresini biraz daha arttırabilirdi.

İlerledikçe dumanın azalmasından dolayı şanslılardı. İkiside dumanlı havayı gereğinden fazla solumak istemedikleri için fazla konuşmuyorlardı. Zaten geri döndükleri zaman konuşacak çok fazla şeyleri olacaktı.

Biraz daha ilerledikten sonra duman azalmaya başlamıştı ve ilk kız konuşmuştu "Neden onu bulamadık?"

"Bilmiyorum orada olması gerekiyordu. Olasılıkçının şimdiye kadar hiç hata yaptığını görmedim. Bu işin içinde başka bir şeyler var ve hepsi ortaya çıkar."

"Daha fazla beklemek istemiyorum, bir an önce onu bulmalıyım ve.." bir an için kız cümleyi nasıl devam ettireceğini bilemedi. Onu bulup ne yapmak istiyordu ki büyük bir hırsla söylediği cümlesi bir anda yok olup gitmişti. Bir an boyunca duraksadı ve "onu bulup beraber aşkı bulacağız elbette" dedi, cümlesinin bitiminde derin bir soluk verdi sanki büyük bir yükten kurtulmuş gibi.

"Merak etme ona bir şey olmayacak. Orada olmadığına göre birkaç ihtimal var. İlki onu başka bir yere götürdüler ama neden. Bu ihtimal hiç mantıklı değil. İkinci ihtimal bir şekilde oradan kaçtığı ama bunu da gösteren hiçbir işaret yok. Eğer orada başına bir şey gelmiş olsa zaten orada olurdu. O zaman onun iyi yolduğunu farz etmek isterim. Eğer başına başka bir şey gelmediyse."

"Ne gelebilir ki onun başına? Daha kötü ne olabilir?"

"Daha kötüsü her zaman olabilir ama şu an bunu düşünmeye gerek yok. Bir an önce geri dönüp neler olduğunu bulalım."

Bir süre daha ilerledikten sonra tekrardan yerin üstüne çıktılar. Temiz hava almak bir an için kıza iyi gelmişti. Bir an sonra "hadi gidelim." dedi şapkalı adama bakmadan, kesin ve emredici bir tondan. Onun bu şekilde konuşması oldukça yeniydi.

İkisi birlikte içi dışından daha büyük olan yerin kapısından içeriye girdiler. Buranın bir ismi olması lazım diye düşündü kız. Onu bulduktan sonra kesinlikle buranın ismini öğrenmesi gerekiyordu.

İçeriye girdikleri zaman olasılıkçı bir masaya oturmuş ve hesap yapıyordu. Onun ne yaptığına aldırmadan kız konuşmaya başladık "Onu bulamadık, orada yoktu."

Olasılıklı başını kağıtla doğru eğdi ve sayfaları çevirmeye başladı. "Hayır, onun orada olması gerekiyordu. Başka bir yerde olamaz, başına da bir şey gelmiş olamaz."

"O zaman nereye kayboldu o? Neden onu bulamadık?"

"Tamam sakin ol, o hesaplamaları tekrardan yapsın. Biz de bu arada biraz oturalım ve neler olabileceğini düşünelim."

"Oturmak istemiyorum."

"Bazen oturmak en iyi seçenektir. Aklımıza gelmeyen bir şey olmuş olmalı ve onu bulmalıyız."

İkisi birlikte daha önce erkekle birlikte oturdukları koltukların oraya geçtiler ve kız yine geçen sefer oturduğu yere oturdu. "Aklımıza gelmeyen ne olabilir ki? Her şeyi düşündük!" kız konuşurken ses telleri normalden daha fazla titreşmeye başlamıştı ve sanki bir şey boğazının üstüne baskı yapıyordu.

"Sakin ol. Eğer onu yakalamış olsalardı orada olması gerekirdi. Demek ki onlardan kaçmış olma ihtimali var ama onlardan kaçmış olsaydı buraya gelirdi. Demek ki hala kaçmaya devam ediyor veya başka bir yerde saklanıyor. Veya ağır bir şekilde yaralandı ve onu yaralıların olduğu yere götürdüler. Bu ihtimal bana çok mantıklı geldi. Olasılıkçı bu durum üzerine hesaplar yapmaya başla ve olası bir herekatta kaç kişiye ihtiyacımız olacağını söyle."

Olasılıkçı hiç bir ses vermeden başka sayfalar aldı ve tekrardan yazmaya başladı.

"Şimdi ne olacak?"

"Bekleyeceğiz, fazla beklemeyeceğimizi düşünüyorum ama."

Onlar farklı yönlere doğru bakıp düşünmeye çalışırlarken mekanik bir ses duydular. "Kim gelmiş olabilir?" dedi şapkalı adam biraz şaşkın bir tonda. Daha sonra koltuğunun yan tarafında duran bir ekranı yukarıya kaldırdı ve "o geldi" dedi.

Bir an kadar sonra kapı kendiliğinden açıldı ve erkeğin içeriye giren silueti gözüktü. Bu kızın koltuktan fırlayıp erkeğe doğru koşmaya başladığı andı. Kısa bir süre sonra iki karşı karşıya kalmıştı ve ikisi de ne yapacaklarını bilemiyordu. Bir kaç an sessizlik içinde geçtikten sonra şapkalı adam konuştu yüksek sayılabilecek bir ses tonuyla "Nedeydin sen?"

"Hepsini açıklayacağım ama çok karışık şeyler oldu ve nasıl anlatacağımı bile bilmiyorum. Bir şeyler içmeliyim sanırım çünkü ağzım kurudu ve biraz da nefes almalıyım. Erkek kız ile birlikte koltuğa oturdular ve biraz nefes aldı. Bir kaç an sonra ise konuşmaya başladı "Kaçtım."

"Bunu tahmin ediyordum da kaçmayı nasıl başardın?"

"İşte karışık olan bölüm burası. Biraz kafamı toparlamam lazım."

0/Post a Comment/Comments