Son yolculuk 10

Bir şekilde bitti lise. Ne öğrendiğimi sorsanız cevap veremezdim belki ama o dönemde çok şey kazandım ben. Kazandım diyorum çünkü öğrenmek için uğraşan bendim. Her zaman yaptığım gibi liseyi bitirdiğimde herkesi arkamda bıraktım. O halimi bilen kimse olsun istemiyordum hayatımda. Bu isteğimin sebebinin ise daha güçlü olmaya çalışmam olduğunu düşünüyorum. Her aşamadan sonra ben daha da güçlenmiştim. Aynı her bölümün sonunda güçlenen bir oyun karakteri gibi ilerliyordum.

Elbette her okulu bitirdiğimde oradaki herkesi hayatımdan çıkarınca hiç arkadaşım olmuyordu benim. Yalnızlığım devam ediyordu anlayacağın ama ben okuldayken de yalnız hissettiğim için bir önemi yoktu bunun. Üniversite sınavına hazırlanma dönemi başlamıştı. Ancak neden bu sınava hazırlanmam gerektiğini bilmiyordum. Hatta garip bir biçimde kendimi kötü hissediyordum sınav yüzünden. Düşünsenize tüm geleceğinizi birkaç saate ve çözeceğiniz sorulara bağlıyorlar. Doğrusunu söylemek gerekirse ben bunu kabul etmedim.

İlk sınav kötü geçti ve üniversiteye giremedim. İkinci denememde aynı stresi tekrar çekmek istemediğim için çalışmaya başladım. Bu dönemde ilginç bir şey oldu ve beni anladığını düşündüğüm bir arkadaşım oldu. Anlaşılmanın ne kadar farklı bir duygu olduğunu öğrendim ben ve hayatımın en güzel dönemi diyebilirim bu zamana. Sohbet ediyor, anlamsız şeylerden konuşuyor ve geziyorduk ki bunlar benim daha önce yapamadığım şeylerdi. Hayatın farklı bir yönünü öğrenmeye başlamıştım.

Hatta hayattan zevk almaya başladığımı bile söyleyebilirim. İlk kez kendime yakın birisini bulmuştum ve bu gerçekten çok güzeldi. Benim somurtkan olmayan, eğlenceli tarafımı ortaya çıkarmıştı ve onu dışarıya yansıtabildiğim için mutluydum. Bu dönemde insanları nasıl etkileyebileceğim konusunda önemli şeyler öğrendim. Hala anlayışlıydım ve insanların dertlerini dinliyordum ancak bunu az insana yaparsanız diğerleri duyar ve onlarla ilgilenmeniz için size yakınlaşır.

İnsanların bana gelmesi gerçekten kendime güvenimi arttırmıştı. Ayrıca okulun o saçma tek düzeliğinden kurtulmak daha fazla kendim olma imkanı tanıyordu. Kendim olduğum zamanlar daha özgür olduğumu hissediyordum. İstediğimi yapabiliyor, istediğimi düşünebiliyordum. Bunu söylemem ilginç gelmiş olabilir hemen açıklayayım. Sistem düşünmeyen, ezbere yaşayan insanlar ister. Bu nedenle özgürce düşünebilmek bu dönemde kazandığım en büyük şeydi.

Daha önce söylediğim gibi kendimi bulmak adına benim için önemli bir süreçti bu. Mesela ilk dersaneye gittiğim dönemde kendime hala güvenemiyordum ve kendimi yansıtamıyordum. Mesela o dönemde aynı sınıfta olduğum bir kız vardı ki ismini hatırlamıyorum. Bu nedenle ona bir sayı vermeye gerek yok. Güzel bir kızdı ve aynı sınıftaydık. Daha sonra ben bir üst sınıfa geçtim ve o geride kaldı ama hala konuşuyorduk. Mesela bir gün beraber ders çalışırken benim koluma sarılıp başını omzuma yasladı. Nasıl bir duygu olduğunu anlatamam. Tek bir kelime bile söyleyemedim ben. Tabi dershane bittiğinde o da gitti hayatımdan. Belki konuşabilseydim, söyleyebilseydim en azından telefon numarasını alsaydım bir şeyler olabilirdi ancak bunların hiçbiri olmadı.

İşin garibi onu yeterli bulmamamda sorun vardı. Güzel bir kızdı hatta bana bakmaması gerekecek kadar güzeldi ancak yine de o yeterli gelmemişti. Demek ki benim güzellikten başka aradığım şeyler vardı ve onları bulmam gerekiyordu. Zaten insan ne aradığını bilmediği sürece onu bulamazmış ya hani bende bulamıyordum. Hatta geniş zamanda konuşmak gerekirse aradığımı bulamadım ben.

Zaten ben geçmiş zamanda konuşmayı hiç sevmem çünkü geçmişi değiştiremez insan. Bir arkadaşım vardı lisede çok kötü zamanlar geçirmişti ve geçirdiklerinin etkisini azaltabilmek adına onları değiştirmeye çalışmıştı. Bunun içinde olayların sebeplerini değiştirmişti. Mesela alkolik olup onlara eziyet eden babasının bunları yapma sebebini onun dertli hayatı olduğunu söylemişti kendine ve inandırmıştı. Ancak geçmiş bu şekilde değişmezdi. Aslında iyi birisiydi o ama dediklerimi dinlemedi ve kendi yolunda ilerledi.

İnsanları etkilemeyi seviyordum. Hele onları değiştirmeye bayılıyordum. Oldukça zor bir yolculuktu bu ama kendime bir mücadele olarak gördüğüm için benim için sorun olmuyordu. Seviyordum insanlarla uğraşmayı belki kendi istediğim gibi bir hayat yaşamak için içindeki insanları değiştirmeye karar vermiştim. Böylece herkes benim istediğim gibi olacaktı. Kendi dünyamı yaratmaya çok daha küçükken başlamıştım ve büyüdükçe var olan dünyayı değiştirmeye karar vermiştim.

Elbette o zamanlar insanları değiştiremeyeceğimin farkında değildim. Daha doğrusu birisi kendisi istemediği sürece değişmezdi. Onları değişmeye ikna edebiliyordum ama değişim isteklerini uzun süreli yapamıyordum. Bu noktada karşıma iki seçenek çıkmıştı ya onların çektikleri sıkıntının uzun sürmesini sağlayacak ve değişmeye mecbur bırakacaktım ya da sıkıntılarını azaltıp onları serbest bırakacaktım. Elbette o yaşlarda bu seçimlerin farkında değildim ama insanları sevdiğim için onların acı çekmesine dayanamıyordum. Şimdi düşünüyorum da hayatım boyunca bu kararı verdiğim için oldukça mutluyum ki bu durum benim için büyük sorunlar doğuracaktı ve hepsini ileride anlatacağım.

0/Post a Comment/Comments