Düş masalları - başlangıç

Aslında ben her şeyin yoluna girdiğini sanmıştım. Belki ben istediklerime kavuşamamış onu anlattığım masallarla uyutamamıştım ama aşk kurtuldu diye düşünmüştüm. Hatta dünyanın daha güzel bir yer haline geleceğine bile inanmıştım. İyi niyetli birisi olabilirim, bazıları bu iyi niyetimi saflık olarak görebilir ama böyleyim ben. Onun yazdığım masalları okuyarak daha güzel rüyalar görebileceğini düşünmem ne ölçüde saflık bilmiyorum ama böyleyim ben. Aşk kurtulunca kavuşurum diye düşündüm ama o gitti, bitti, ben parçalandım. Bir ara maddenin en küçük yapı taşına kadar bölündüğümü bile düşündüm.

Bazı şeyleri anlamak güç aslında. Hele benim gibi "iyi niyetli" birisi için daha güç. Ben sözü fazla uzatmak istemiyorum. Bir akşam evimde oturuyor ve boş bir sayfaya bakıyordum. Boş bir sayfanın içinde neler barındıracağını bilmediğim için de oldukça heyecan verici ve korkutucu bir süreçti benim için. Hele uzun bir süredir tek kelime bile yazmayınca daha fazla korkutucu oluyor bu zaman dilimi. Hayatım o boş, beyaz sayfaya bakarak geçiyordu aslında. Sakallarım uzamış, saçım karışmış hatta büyük ihtimalle birkaç kilo vermiştim. Düzensiz bir hayat böyle oluyordu demek ki.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ki güneş batalı uzun bir zaman olmuştu kapım çaldı. Uzun zamandır kimse gelmemişti evime ve ben kimseyi beklemiyordum. Başlarda yanlış gelmişlerdir diye düşündüm ama kapı tekrar çaldı ve tekrar. Daha fazla dayanamayınca kapıyı açmaya karar verdim. Kapının öte tarafında kim varsa acelesi olduğu belliydi.

Kapıyı açtığımda onu gördüm hani bana masalları anlatan birisi vardı ya işte o yine karşımdaydı. Aslında onu bir daha görebileceğimi hiç tahmin etmemiştim. Karşımda duruyordu ve gözlerimin içine bakıyordu. Bir süre boyunca baktı bana ve ben gözlerinden gözlerimi kaçırmadan onu inceledim. Elbisesi kırmızıya bölünmüştü ve ben kimin kanının elbiselerinde yer aldığını bilemedim. Bir ara iyi olup olmadığını sormak istedim ama bakışları bana susmamı söyledi. Ben ise bu çok kısa zamanda onu incelemeye devam ettim. Geçen seferkinin aksine yorgunluğu duruşundan belli oluyordu. Biraz daha derin baktığımda kollarında kesikler olduğunu gördüm. Belli ki o kanın bir kısmı ona aitti.

İyi misin diye sorma isteğim arttığı sırada konuşmaya başladı "Aşkın onların eline geçmediğini sanmıştım. Bu sayede aşk var olmaya devam edebilirdi ancak yanılmışım. Aşkı ele geçiremediler belki ama şimdi daha kötüsü için geliyorlar. Amaçları onu öldürmek ve bunun için çalışıyorlar. Aşk yara almaya, kanamaya başladı bile ve onu durduramazsak ölecek. Aşk ölünce her şey bitecek ve onlar galip gelecek. Aşkın olmadığı bir dünyada yaşam olmaz en azından bizim bildiğimiz anlamda. Şimdi gitmeliyim ama yine geleceğim ve sana her şeyi anlatacağım. Sadece bilmeni istedim ve bu savaşta önemli bir rolün olacak senin."

Sonra başka bir şey söylemeden karanlık merdivenlerden hızlıca inmeye başladı. O gittikten sonra kapının pervazına yaslandım ve dizlerimin üzerine çöktüm. O gittiğinde nasıl parçalandığımı düşündüm sonra ve "aşk parçalanıyor artık" dedim kendime. Aşkın esaretten kurtulma masallarını anlatmıştım daha önce ve şimdi Aşkın yaşam mücadelesini anlatma zamanımın geldiğini anladım ve bekledim bir sonraki masalın başlangıcını.

0/Post a Comment/Comments