Seni uzaktan sevmek 6 \ paralel evrenler

Ne anlatsam bu kez diye düşünürken aklımdan milyonlarca farklı cümle geçti. Ancak yazının belirli sınırları olduğu için içlerinden büyük bir bölümünü elemem gerekti. Yüzüne karşı söylemem gereken şeyleri burada anlatırsam olmaz. Elbette o cümlelerde bu şekilde teker teker azaldı. En son baktığımda yazacak hiçbir şey kalmamıştı geriye. Böyle durumlarla karşılaştığımda "yazamamamı" anlatırım genellikle. Yazamadığım konuları anlatmak daha kolaydır belki ama yazamamamı anlatmayı seçerim hep. Çünkü yazamamak benim için çok güçlü duygusal bir çöküntüydü. Yazamadığım her kelime ayaklarımda prangalar olur. Yürüyemem, konuşamam hatta göremem bile. Aslında benim zorluklarla yüzleşme biçimlerinden birisidir bu. Bu sayede neler hissettiğimi anlatamasam bile onu anlatamadığımı anlattığımda ufak bir miktarını da olsa anlatmış oluyorum.

Aslında benim için gerçekten zor bir yazı bu.  Her kelime iç organlarımı paramparça ediyormuşçasına çıkıyor derinliklerimden. Ancak bazı şeyleri anlatabiliyor olmak inan bütün bu acılardan çok daha güzel. Bu bir sivrisinek seni ısırmasın diye bütün bir ormanı yakmaya benziyor aslında. Evet benzetme garip oldu ama bu yazıyı yazmak ormanı yakmakla eş değer benim için.

Buraya kadar genel olarak e hissettiğimi anlatmak istedim. Bundan sonra ise seni yazamamaktan bahsetmek istiyorum.Daha önce içimde büyüdüğünden bahsetmiştim. Hatta yüreğime tohumlar ektiğini ve bu tohumların güneş olmadan büyüdüğünü anlatmıştım. Ancak bunlar yetersiz betimlemelerdi. Sana yazdığım her cümle yetersiz aslında ama bir noktada anlatabilmeliyim kendimi. İşte o noktada benim tıkandığım yer oluyor. Şöyle düşün içimde sana ait kocaman bir evren var ve ben ancak evrendeki bir gezegenin içindeki bir ülkenin içindeki bir şehrin bir sokağındaki bir evin bir odasını anlatabiliyorum. Onu da tam olarak yapamıyorum da neyse.

Evren var demiştim ya hani. Hadi birazcık ondan bahsedeyim sana. Bir evren düşün ve her evrende sayısız yıldızlar var ve her yıldızda sayısız gezegenler. Her yıldız ve her gezegen senin başka bir özelliğin veya benim sana dair olan başka bir hayalim. Daha doğrusu sana dair her hayal ve her düşünce hatta her inanç bir gezegen büyüklüğünde. Bendeki sen bu sınırsız evreni oluşturuyor. Evrenin tamamını bilmiyorum henüz. Karanlıklar var, bilinmezlikler var ve bunlar ancak seni daha iyi tanıyabilirsem açığa kavuşur. Hayallerim ve gezegenleri eşleştirmiştim ya hani. İnan elini tutabildiğim milyonlarca farklı gezegen var. En büyük hayalim bu sonuçta ve bu milyonlarca gezegenin her birinde farklı yaşanıyor tenine dokunduğum o an.

Düşün ki bu şekilde kurabileceğim sonsuz sayıda cümle var. Bunlardan yine aynı sonsuzlukta yazılar, hikayeler yazabilirim. Ancak bunların hiçbirini yapamayıp şuraya yazdığım cümle sayısına bir bak. Karşında o kadar eksik o kadar çaresiz kalıyorum ki daha önce söylediğim gibi en iyi yapabildiğim şeyi en kötü bir şekilde yapıyorum. İçimdekiler belki anlatamayacağım ölçüde büyüktür. Evren örneğine geri dönecek olursak eğer ne demek istediğimi anlatabilirim sana. Bir de şu açıdan bakmanı isterim doğrusu, ben içimdekileri hep anlatan birisi oldum. Hemen hemen her yazım benim ruhumdan izler taşıdı ama şimdi ruhumu satırlara aktaramıyorum. Dedim ya büyük çaresizlik diye işte çaresizlik bu.
Bir diğer taraftan zamanı gelmemiş bir cümleyi şimdiden söylemek istemiyorum. Her şeyin zamanının olduğuna inandığım bir kızla alakalı bir hikaye yazmıştım zamanında. Şimdi o kızın rolünü ben üstleniyorum ve zamanı henüz gelmedi diyorum. Eğer bloğumda bulup okursan o yazıyı ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksın. 

Bir diğer taraftan ise yazılarımı okuyup okumadığını bile bilmiyorum. Mektuplar yazıp bir güvercinin sırtına koyup sana ulaşmasını beklemek gibi. O güvercin mektubu düşürür mü yoksa başka bir yere mi götürür bilemiyorum. Sadece sana ulaşması için dua ediyorum o güvercinin. Belki okursun ve bir şeyler değişebilir diye.

Aslında kelimelerimi süsleyip, altın rengine boyayıp da yazabilirim. Daha fazla edebi cümleler kurup, daha karizmatik bir şekilde de anlatabilirim. Öyle ki her cümlemin edebi değeri çok üst düzey de olabilir ama o şekilde yaparsam eğer içimdeki yalınlığını, saflığını anlatamam. Duygularımı asla öğrenemeyebilirsin. Daha önce de söylediğim gibi bende saflığın simgesinin seni karmakarışık, anlamsız cümlelerle kirletemem. Kurduğum her cümle senin gibi olmayı amaçlamalı. Her kelimem seni örnek almalı. Ancak böyle anlatmak istediklerimi istediğim gibi anlatabilirim.
Yine çok konuştum farkındayım. Yazmak her ne kadar zor gelse de anlatabildiğim sürece buna katlanabilirim. O evreni bir gün birlikte en baştan yaratabileceğimizi ekleyerek bitirmek istiyorum bu yazıyı. Hatta bunu söylerken aramızdaki mesafeleri düşünmüyorum bile. Hayalim kadar uzağımdasın benim . Her ne kadar devam etmeyi istesem de sınırlar çerçevesinde durmam gerekiyor. Başka bir gün devam ederim.

Dikkat et kendine...

0/Post a Comment/Comments