Başka şarkı yok...

İnsanlar bilmiyor genellikle "git" demenin zorluğunu. Hele karşınızda değer verdiğiniz biri varsa eğer "git" demek daha da zorlaşır. O sahnede dik durabilmek, keskin ve sert konuşabilmek hele cümlelerden ayırabilmek duyguları zordur ama bilmezler genellikle. İnsanlar kelimelerin keskinliğini hatırlar genellikle ve karşı tarafın duygusallığını. Bu ayrılık sahnelerini çok anlattım aslında, bir çok hikayem benzer ayrılıklarla bitti. İnsanlara, şehirlere, sevdiklerinize, dostlarınıza "git" demenin ne zor olduğunu anlatmaya çabaladım hep. Çünkü onlarla birlikte bir parçanız da gider. Öyle bir gider ki hem de derinlikleriniz de büyük bir boşluk bırakır, yüreğinizi alıp götürmezler belki. Mübala içeren bir anlatımdır belki ama ufak bir parçasını da koparıp alırlar yüreğin. Bir süre boyunca belirli şarkılar, bazı rüzgarlar ve bir takım kokular o boşluğu hatırlatır. Sonra yıllar geçer hiç beklenmedik bir yerde, hiç beklenmedik bir zamanda geçmişten bir anı gelir ve hatırlatır. O an fark edersiniz ki o unuttuğunuz içinizde ki boşluk kaybolmamış, giderek büyümüş hatta. Dönüp geçmişe tutunmaya çalışırsınız orada tutunacak hiçbir şey yoktur. Silip atmışsınızdır bütün anıları, yakmışsınızdır gemileri ama yine de o geçmişten gelen rüzgar sizi alır denize sokar ve yaktığınız gemilerin kalıntılarıyla yüzleştirir. Sonra o bir daha asla yüzemeyecek gemiyi aklınızda kalan haline döndürmeye çalışırsınız. Başlar kısır döngüler en acımasızı belki de.

Zordur "git" demek. Hele değer veriyorsanız, seviyorsanız daha da zordur. O boşluk o kadar büyük gelir ki insana "yüreğimi de aldı" deriz. Bazen başka bir şarkı dinlemek istemez insan bazen ise bir daha asla rüya görmek. "Başka birini bir daha asla.." denir genellikle o boşluk o derece büyüktür. Yine de "git" der insan, bütün bunları göze alarak der hemde. Başka türlü ayrılık olmaz çünkü. Ayrılıyorsan eğer evden çıkmalı ve kapıyı ardından sertçe kapatmalısın. O kadar büyük bir gürültüyle kapanmalı ki kapı; giden kapının eşiğinde dizlerinin üzerine çökmüş beklerken bir daha açılmasın. Başka türlü ayrılık olmaz, başka türlü gidemezsin. Ayrılık dediğin bir daha asla arkana bakmamayı gerektirir. Bir daha asla arkana bakmamak ise kendine baktığın her an onu görmeyi beraberinde getirir. Sonra bir gün olur unutursun içinde ki o büyük boşluğu. Sonra başka bir gün olur denizin dibinde yanmış bir gemiye bakarsın. Sonra başka bir gün olur bir rüzgar eser; yanan hatırlar kaplar etrafınızı, nefes alamadığınızı düşünürsünüz.

"Git" demek zordur, sebepler gerekçeler ne olursa olsun zordur. Gerekliyse eğer "git" dersin, başka çaren olmaz çünkü. İçindeki boşluğu veya denizdeki o yanmış gemiyi düşünüp dersin. Sonuçlar çok da önemli değildir ve hayat devam eder. Günden güne azalırsın bu hayatta ama bunun da önemi yoktur. Giden ve kalan yoktur hayatta, giden ve giden vardır. Gün olur aynı denizde aynı yanmış gemiye bakar insanlar ama birbirlerinden haberleri dahi olmadan.

"Git" demek zordur. Başka bir şarkının olmamasını göze almalıdır insan.

1/Post a Comment/Comments

Ali Sunarlar dedi ki…
"Giden ve kalan yoktur hayatta, giden ve giden vardır.."
git demek,kal demek bunlar diyebilmek gerçekten zor,çok güzel tabir etmişsin...