Hayaller ve gerçekler...

Sana olan sevgimi anlatamıyorum derdim hep. Sense ısrarla benden kelimelere dökmemi isterdin. Ben hep kelimelerden daha büyük şeylerin varlığında ısrar ederdim sense cümlelere değer verirdin her şeyden çok. Bu konuda hiçbir zaman anlaşamadık seninle. Ben en önemli sözlerini bakışlarıma gizlerken sen hep duymak isterdin benden. O kadar farklıydı ki aşka bakışımız. Yine de çok iyi anlaşırdık seninle bazen öyle zamanlar olurdu ki hiç konuşmazdık ama anlardık birbirimizi. Mesela sen üzgün olsan aramızda binlerce kilometre olsa bile hissederdim bunu. Sen kabullenmezdin ama ben yine de bilirdim aklından geçenleri. Sabahları uyandığımda yüzünü görmek kadar güzel duygu yoktu dünyada. Hele bir de bazı sabahlar gülümserdin ya sebepsiz yere anlardım ki o gün yeniden yaratılırdı her şey. Bilirdim sen ağlarsan eğer dünyanın bir yerinde yağmur yağardı mutlaka. Seni ilk öptüğümde dudaklarında ürkek bir titreme vardı asla unutmam. Bir an devam etmek isteyip bir an sonra bırakmak istiyordum. Ne düşündüğünü bilemediğim ender anlardandı aslında. Güzel olan her şeydin sen, sözlüklere adın yazılmalıydı kelimelere karşılık olarak. Düşmemi engelleyende önce yeryüzüne oradan da bulutlara çıkaranda sendin. Bana evrenler arasında dolaşmayı sen öğrettin, aşkın devasa evreninde her an yeni bir gezegendeydik. Aynı gezegene asla ikinci kere gitmedik seninle, her saniyemiz farklıydı. Seni her gördüğümde yeniden ve daha fazla sevdim seni. Bir yüreğin içinin bu derece büyük olduğunu bilmiyordum senden önce. Hayatın bu derece güzel olduğunu da bilmiyordum aslında en çok da aşkı bilmiyordum...

Benden istediğini yazdım işte umarım mutlu olmuşsundur. Şimdi istersen birazda gerçeklere değinelim ne dersin. Elini hiç tutmadım ben senin. Hiç bir zaman dudakların titremedi seni öperken. Sabahları uyandığımda yüzünü görmek pek bir şeyi değiştirmedi. Kavga etmediğimiz zamanlarda bir nebze iyi hissedebilirdim ama biz hep kavga ettik. Hiç bir zaman anlaşamadık seninle. Asla aynı cümlede yer almadık hep ayrıydı düşlerimiz. Şimdi gelmiş bana bizi anlat diyorsun. Bir zamanlar hayallerim vardı ve onları anlattım yukarıda. Gerçekler ise tamamen farklıydı. Aynı yatakta iki yabancı gibi birbirimize dokumadan uyuduğumuz geceler oldu. Sabahları yüzünü görmemek için erkenden çıktığım zamanlar ve toplantım vardı diye eve gelmediğim akşamlar. Sense beni seni aldatmakla suçlardın böyle zamanlarda. Senden uzakta durmak tek amacımdı ama bunu hiçbir zaman anlamadın sen. Kim kimi aldattı bunu sorgulamak yersiz belki. Sonuçta sevgi sözcüklerin dahil söylediğin bir çok şey yalandı. Şimdi karşıma geçmiş benden bizi anlatmamı istiyorsun. "Bak işte beni böyle seven birisi var" diye arkadaşlarına hava atacaksın belli ki yoksa başka neden bunu isteyesin ki. Bense sana hayallerimi ve gerçekleri anlatıyorum. İstersen sadece ilk paragrafı gösterip hava atmaya devam edebilirsin. Ancak bunu yaparsan senden neden ayrıldığımı onlara anlatamayacaksın. Eğer tamamını okutursan dayanabilir misin bilemiyorum onların bakışlarına. En iyisi sen okutma anlatma bu yüzden hatta gittiğimi bile söyleme, onlara sana karşı olan duygularımın kelimelerden daha büyük olduğunu söyle. Evet gidiyorum ve bu ayrılık mektubum. Çok romantik değil mi? En iyisi boş ver sen bunları.

Belki aklına takılabilir diye kuruyorum bu cümleyi seni gerçekten sevdiğimi merak edebilirsin diye. Evet seni sevmiştim seni tanımadan önce. Sahi sen hiç sevebildin mi beni?

0/Post a Comment/Comments