Günlerden dündü 3

Günlerden dündü1 
Günlerden dündü 2 

Hiç iyi değilim aslında. Kaç gündür uyuyamıyorum doğru dürüst. Makyaj malzemeleri gözlerimin altındaki morlukları zorla kapatıyor, insanların beni bu şekilde görmelerini istemiyorum aslında. Beni umursadıklarından veya umursayacaklarından değil elbette sadece bu kadar güçsüz olduğumu bilmelerini istemiyorum. Yalan bir dünyada ben kendime düşen rolü oynuyorum. Yağmur yağıyor Martın 29'u. Ben eski bir durakta asla gelmeyecek bir otobüsü bekliyorum. Yağmur saçlarımdan aşağıya doğru akıyor yüzüm ıslanıyor önce. Kısa bir süre sonra bütün makyajım akmaya başlıyor. Kimse beni umursamıyor, kimse kendilerinden başka birini düşünmüyor. Beklediğim otobüs asla gelmeyecek bunu çok iyi biliyorum. Asla gidemeyeceğim uzaklara.

Herkes bir koşuşturma içerisinde cadde kısa bir süre içinde boşalıyor. Sadece ben kalıyorum bütün bir şehirde ve bir de sen. Caddenin karşısındaki kafedesin ve bir deftere bir şeyler yazıyorsun. Sonra beğenmiyorsun yazdıklarını ve tekrardan başlıyorsun. Gözlerin sürekli benim üzerimde sanki ezberlemek istiyorsun beni. Yüzümdeki en ufak hareketin bile ölçüldüğünü hissediyorum. Garip birisinin beni umursaması hoşuma gidiyor ve isterik bir gülümseme yerleşiyor yüzüme. Neden bilmiyorum ama makyajımın akması umurumda bile değil bana dair ne varsa bilmeni istiyorum sanki. Işıklar yanıp yanıp sönüyor birazdan yeşil yanacak ve arabalar geçecek. Sonra bir kaç dakika sonra kırmızı yanacak ve benim geçmemi isteyecek hayat ama ben yapmayacağım. Bana baktığını fark etmememi istiyorsun bu yüzden bütün o kaçamak bakışlar. Sanki bir şeyler gizliyorsun benden ve öğrenmek için kırmızıyı beklemiyorum.

Yola ilk adımımı attığım andan itibaren arabalar kornalarına basıyorlar sanki dünya onların etraflarında dönüyor. Ben umursamadan yürüyorum sen ise ağzın bir karış açılmış ne yapacağını bilemez haldesin. Seni fark etmeyeceğimi düşünüyordun evet haklısın ama artık geç. Sana doğru geliyorum benden sakladıklarını öğrenmek için o kağıtlara ne yazdığını bilmem gerekiyor. Ancak bir otobüs önümden geçiyor ve sen kayboluyorsun birden. Sanki bir anda gökten melekler gelmiş ve seni almış gibi gidiyorsun. Anlamıyorum neden gittiğini ve neden kaldığını. Eğer meleksen benim hayatımı neden yazıyorsun? Günahlarım ve sevaplarım o deftere mi kayıtlı? Neden gidiyorsun, neden?

Bu düşünceler eşliğinde eve dönüyorum ve hemen uyumaya başlıyorum. Seninle ilgili sorular sürekli aklımı kurcalıyor başka bir şey düşünemiyorum. Aynı yere defalarca gitsem de göremiyorum seni. En sonunda melek olduğun konusunda kendimle hemfikir oluyoruz. Başka çaremiz yok seni gerçek kılarsak eğer sürekli aramak zorunda kalırız. Geçen 1347 saat 29 dakika ve 111 saniyenin ardından ben hayatıma devam etmeye başlıyorum. Okula gidiyorum mesela sonra tekrardan makyaj yapmaya başlıyorum. Hayata o kadar yabancılaşıyorum ki tekrardan alışmak uzun zamanımı alıyor. Melek olduğunu düşünmek ve sürekli etrafımda yaşadığını düşünmek rahatlatıyor beni ama hep seni görüyorum rüyalarımda.

Aradan 9773 saat ve 1367 saniye geçtikten sonra seni tekrardan görüyorum. Ben bir uçurumun kenarında atlasaydım yere ne kadar hızla çarpacağımı hesaplıyordum. Sonra hesaplamalardan sıkıldım ve deney yapmaya karar verdim. Bir kaç metre koştuktan sonra atladım ve ayaklarımın altındaki toprak kayboldu. Düşmeye başladığım sırada iki kolun belime dolandığını ve beni geriye çektiğini hissettim. Düşmemi engelledin orada, hayatımı kurtardın tam teşekkür edecekken gittin ama. Cümlelerin boğazıma öyle bir oturdu ki bir daha konuşmak istemedim. Haftalar boyunca en uzun cümlemi bakkaldan alış veriş yaparken kurmuştum.

Eve geri döndüğümde hayatım düzene girmeye başlamıştı. Sanki sihirli bir değnek değmiş veye koruyucu meleğim yardım ediyormuş gibi bana. O gün beni uçurumda kurtaramasaydın peşimden atlayacağını biliyordum garip bir şekilde. Yere sert çarpmayayım diye elinden geleni yapacağından da emindim. Bu yüzden kendiliğinden tamir olan çamaşır makinemi de yolumun etrafına dikilen çiçekleri hep sen yaptın. Nedense gelmedin hiç yanıma. Eski erkek arkadaşımı sen öldürdün biliyorum. O kadar titizlikle hayatını mahvetmiştin ki dayanamayıp intihar etmişti. Parmak izlerini silmiştin hayatımdan evet ama odamda unuttuğun kokun ne olacaktı. Hayatımdan varlığını bu kadar kolay sileceğini mi zannetmiştin.

Evimin karşısında oturuyordun biliyordum ama neden benden uzak kaldığını anlamaya çalıştım hep. Hayatımı bu şekilde düzeltmeyeceğini anlamanı da bekledim ama ikisi de olmadı. Sonra bir gün dayanamadım ve kapından içeriye girdim. Sen bileklerini kesmiş yerde yatıyordun. Hemen hastaneyi aradım ve onlar gelene kadar yanında kaldım. Gitmedim anlıyor musun gitmedim senden. Beni her ne kadar kovsan da terk etmedim herkes gibi. Gözlerinin içine baktım uzunca bir süre ve izin vermedim ölmene. Biz mutlu olmak için gelmiştik bu dünyaya ve ayrı ayrı köşelerde çürümemize izin veremezdim. Tanıdığım en mükemmel adamdın sen ve birlikte yazdık aşkın yeni anlamını.


Yanına geldikten sonra konuşamadın ve ben mektuplarını alırken kıpırdamadın bile. Sonra iki mektubunu gözlerimdeki yaşları bastırmakta güçlük çekerken bitirdim. Sonra kızdım sana neden hep mutsuz oluyoruz diye ve bir gelecekte ben kurgulamak istedim. Kendi geleceğimde senin öldüğün noktada biz birleşiyoruz. Şimdi birazdan mektubu bitirip sana vereceğim ve inan bana ne olacağını bilmiyorum. Beni gerçekten sevdin mi şurada geçen birkaç dakika içinde yoksa hepsi bir hayal miydi bunları zaman gösterecek. Ben seni sevdim mi gerçekten yoksa sadece benimle ilgileniyorsun diye mi hissediyorum bunları daha sonra öğreneceğiz.Bildiğim tek bir şey var kuruladığım gelecekte sevdiğim kadar başka birini asla sevmedim ben ve başka biri tarafından asla sevilmedim. Şimdi gözlerimin içine bak ve sarıl bana.


3/Post a Comment/Comments

Pabuc dedi ki…
Okundu ,biline :)
Ebru dedi ki…
Çok güzel olmuş ellerinize emeğinize sağlık 👏👏👏😊
Oğuz Marangoz dedi ki…
Çok teşekkür ederim 👏 👏