Vaktinden önce

Her şeyin bir vakti vardı sana göre. Doğmanın, ölmenin, sevmenin, sevilmenin belki. Zamanından önce sevsen anlamsız olurdu, bu yüzden istemezdin. Zamanından önce sevilsen, anlayamamaktan korkardın. Zamanından önce gülsen mesela, bir daha gülememekten çekinirdin. Bu yüzden hep asıktı yüzün. Bu yüzden hep kilitliydi yüreğin.

Vakti gelmeden mutlu olmayı hiçbir zaman istemedin, bunu kavramlarının anlamlarını yitirmemesi için. Gerçek acıyı tadana kadar hiç acı çekmedin mesela, daha doğrusu yaşadığın hiçbir şeye acı demedin. Bu yüzden hiç ağlayamadın sen, ılık bir gözyaşı pürüzsüz teninde hiç yuvarlanmadı.

Hiç hayal kurmadın sen, hiçbir zaman vaktinden önce huzurlu olmayı dilemedin. Her şeyin bir zamanı vardı, bunu bildiğin için "seviyorum"lu cümleler kurmadın hiç. Duyguların seni yiyip bitirse de asla bir bedende kalıcı olmadın. Hep kendini tükettin sen, sürekli olarak zamana sığındın. Oysa zamanın ne kadar büyük bir yalancı olduğunu vaktinden önce öğrenmiştin.

İnsanlara olan inancını asla kaybetmedin. Sırtına saplanan onca hançere rağmen ölmeyi hiç arzulamadın. Doğru zamanda olması gerekir dedin ama kimse bunu dinlemedi. Vaktinden anladın hayatın kurallarını sonra doğru zaman gelene kadar rol yaptın anlamamışsın gibi.

Evimin önünden çok geçtin sen, defalarca gözlerimin içine baktın ve her seferinde dönüp gittin. Zamanım gelmemişti senin için, hazır değildin cümlelerime ev sahibi olmaya. Çok acılar çektin yapayalnız ömründe, doğruyu söyleme zamanın gelene kadar hep yalan söyledin. Bu yüzden insanlar yeşil gözlerinin hep güldüğünü zannetti.

Bir süre sonra evimin önünden geçmemeye başladın, senin için endişelendim. Takip ettim bir süre boyunca seni. Nerelere gidiyorsun, neler yapıyorsun diye merak ettim, özledim teninin kokusunu. Vaktim gelmemişti benim, asla da gelmeyecekti. Biliyordun bunu. Dudaklarının coğrafyasını öğrenemeyecektim ve asla senin olamayacaktım. Bunların hepsi benim hatamdı, vaktinden önce tanışmıştın sevgime buladığım kelimelerimle. Vaktinden önceydi her şey, ama ben dayanamadım.

Bilmiyorum, doğru zaman var mı bizim için? Daha ne kadar beklemen gerek? Kaç gece daha karanlık düşlere katlanacaksın? Kaç uçurumdan düşeceksin daha? Vakti gelmeyecek mi mutlu olmanın? Yalnızlığının hiç tükenmeyecek mi senin? Hala aşkın vaktini mi bekleyeceksin yoksa?

Veya farkında olacak mısın beni vaktinden çok önce öldürdüğünü? Boğazıma doladığım ellerin benim değil, senin olduğunu anlayabilecek misin bir gün? Vaktinden önce, evet...

0/Post a Comment/Comments