Duvar



Tenim teninde bir süre boyunca konuk olmuştu. Kaçamak dokunuşlar, masum misafirliklerdi belki sadece. Sanırım bunu asla öğrenemeyeceğim. Aramızdaki mesafe kapanıyordu yavaşça. Bir gün batımında gökyüzü pastel renklerin tümüne birden bulanmıştı. Mükemmel bir an olmalıydı, tüm küçük ayrıntılarıyla birlikte. Aramızda bir duvar vardı ama. İkimizinde ötesine geçemeyeceğimiz, görünmez, sadece hatıralarda olan bir duvar. Arkasına baktığımızda düşlerimizi gördüğümüz. O duvarın iki tarafında da farklı bir yaşam, başka mutluluklar vardı. Geçmişi değiştirdik kendi taraflarımızda ve iki tarafta da tenlerimiz farklı şekillerde birleşti. Asla gerçeği bilemeyeceğiz ve sanırım bunun pek de bir önemi yok. Bir duvarın ardında durup geçmişin hayalleri ile yüzleşeceğiz bir süre daha. Sonra pişmanlıklar da bitecek, biz bilmesek hatırlamasak da aramızda bir duvar olacak ve ne zaman o yöne baksak düşlerle karşılaşacağız eğer başımızı çevirmezsek. Bir duvar var aramızda ve hiçbir zaman ortadan kalkmayacak. acımasız bir gerçeklik ile bölünmüş bir düşe sahip olacağız, her tarafta farklı şekillenmiş olacak. Kimse diğer tarafı bilemeyecek ve bu duvar hakkında başka bir cümle yazılamayacak. Unutup gideceğiz bir gün ama o şeffaf gerçeklik duvarı hep var olacak. Evet olasılıkları hesaplıyorum o duvarın ortadan kalkması için. Bir ihtimal daha var biliyorum, o bir ihtimal hep var nedense ve gerçekçi olalim ben hep o ihtimal için yaşıyorum. Biliyorum bir gun gelecek ve o duvar hiç olmamış gibi sarılacağız birbirimize. Hic ayrılmamışız gibi.. 

Ve ben kırmızı bir gül saklıyorum duvarın karşısına geçince sana verebilmek için...

0/Post a Comment/Comments