Perşembe, yalnız bir evrenin hikayesi...

Neler oluyor bana! Bu hikayeye asla başlamalıydım, siz de bu hikayeyi asla okumamalıydınız. Daha fazla dayanamıyorum eğer bu hikayeyi anlatmadan ölürsem amaçsız olarak gideceğim. Bir parçam bu dünyada kalacak sonra, hissediyorum bunu. Sonra kimliğimi çalıp üçüncü sınıf bir korku filmi yapacaklar benden kalanlardan. Kimse beğenmeyecek orada anlatılanları ama benim için bir önemi kalmayacak. Daha fazla dayanamıyorum anlatmam lazım sizde hala vaktiniz varken uzaklaşın burdan ve asla geri gelmeyin. Hadi gidin!!!

Her şey bir perşembe günü başlamıştı, sıradan hiçbir özelliği olmayan bir perşembe. Ben bu koca evrende yalnız olduğumuza inandığımız ve bildiğimiz hiçbir şeyin gerçek olmadığını böyle bir perşembede öğrenmiştim ama önemi yok artık. Zaten bunların hepsi başka bir hikaye, hayatın başka bir ağrısı üzerine kurulu başka bir sanallık. Hepimiz hayatın bir ağrısı üzerine kurulu bir yaşam yaşıyoruz, bir düşünelim bakalım nelermiş bu ağrılar. Hayat hangi ağrılarını azaltmak için bizi kullanıyor bir düşünelim. Neden bu kadar umutsuz insan, bu kadar kırık kalp var etrafımızda biraz da bunları sorgulayalım. Merak etmeyin hepsi anlatacağım hikaye ile bağlantılı bunların hepsi sadece biraz ara verip cevaplamaya çalışın soruları. Belki daha kolay olaiblir herşey. En iyisi siz boşverin ve gidin ardınıza dönüp bakmadan!

Her şey bir perşembe günü başlamıştı, o zamanlar daha günlere isim koyulmamıştı ya hani önemi yok artık. Bildiğimiz bütün aşk hikayelerinden, yalanlardan, ihanetlerden, asla kavuşamayan sevgililerden çok daha önce bir perşembe günü. Bir söylentiye göre evren o perşembeden sonra yaratılmıştı ilk canlılar o perşembenin çocuklarıydı. Bildiğimiz anlamda hayat o perşembe başlamıştı. Hayatın herkesi bir ağrısını azaltmak için kullandığını söylemiştim yukarıda evet kullanıldığımızı biliyorduk ama bu kadar da büyük bir oyunun içerisinde yer almayı kabullenemiyor insan.

Hani bir masal vardır ve bize hep anlatılır "tabiat çift yaratılmıştır" diye. Herşeyin bir diğeri olduğunu dinlemişizdir, "diğer yarın", "ruh ikizin" ... Aslında bunların hepsi büyük bir yalandı. Evren tek yaratılmıştı ve o bu dengeyi bozmaya çalışırken bu hale gelmiştik. Uzun zaman önce henüz yıldızların bile var olmadığı bir perşembede tek kişilik ömründen sıkılan evren kendi çiftini bulmaya karar vermişti. Tekil ömrünü ya sonlandıracaktı ya da değiştirecekti. Bu yüzden öncelikle tanrılara gitti ve onlara sorununu anlattı. Onlara bu sonsuz yalnızlıkta var olmak istemediğini söyledi elbette ama onların fikri değişmemişti. Tanrılardan umudu kalmayınca kendisi bir yollar bulmalıydı. Eğer bir başka evren yaratamıyorsa kendisini bölebilirdi ki o zamanlar bildiğimiz anlamda bir evren söz konusu bile değildi. Birileri "büyük patlama" dedi, "birileri evrim", "birileri yaratılış" ama aslında bunların hepsi "evrenin yalnızlık hikayesiydi".

Evren kendini ikiye bölmeye kalkıştığı ilk denemesinde tanrıların sert uyarılarıyla birlikte başarısız olmuştu. Ona demişlerdi ki "tek kişilik bedeninden yarattığın her şey çift olacak ama sen hep yalnız kalacaksın. Onların eşlerini bulmasıyla acı çekecek ve giderek güçsüzleşeceksin" bu evrenin aldığı ilk ve en güçlü lanetti aslında ama o vazgeçmedi ve ikinci denemeyi gerçekleştirdi. Bu sefer tanrılar daha güçlü bir ses ile konuşmuşlardı "senden olacak herşey yaşadıkça sen acı çekecek ve acını azaltabilmek için onların da acı çekmesine çabalayacaksın ama hep sen kaybedeceksin." İkinci laneti de bu şekildeydi ama evren vaz geçmedi ve üçüncü kez denedi ve en büyük laneti de o perşemde de aldı "senden bir parça daha olacak ama o seni tamamlayan değil yok eden olacak. Sen hem onu isteyeceksin, hemde ondan kaçacaksın. İkiniz bir araya geldiğinde her şey yok olacak ve siz bu yüzden ayrı kalacaksınız hep"

O perşembe günü evrenin yaratıldığı söylenir ve o zamandan bu zamana ve hatta geleceğe kadar da hep acısını azaltmak için çiftleri ayırmaya çabaladığını. O zamandan bu zamana kadar kaç perşembenin geçtiğini kimse hesaplayamadı ama ne zaman birileri yalnızlıktan sıkılsa evrenin acısı hafiflermiş bir süreliğine. Her kim sevdiğine kavuşamadan ölürse evren çok kısa bir süre güler ve sonrasında kendi sonunu düşünüp ağlarmış. Bu yüzden evren, hayat, kader her ne isim verirseniz verin hep insanlara karşıymış. Bu yüzden canlılar kısa süreli kazanır, evren hep kaybedermiş çünkü acı çektirdiği her canlı da onun parçalarından oluşmuştur.

Evren bir gün yok olacak, hayat bir gün bitecek," madde antisiyle karşılaşacak, devasa bir kara delik bütün evreni yok edecek, zaman kendi içine doğru çöküp yok olacak" bunlar bilimin evrenin yok oluşuyla ilgili senaryoları. Belki de onlar doğrudur ama hepsinde bir şeyler eksik onu da ben söyleyeyim evren bir gün dayanamayıp intihar edecek ve herşey o anda bitecek. Ondan gelen herşeyle birlikte yalnız bir şekilde ölecek o da ve bitecek...

Oğuz Marangoz...

bitirdim ve haftalar sonra tekrardan uyuyabileceğim artık. hoşçakalın

0/Post a Comment/Comments