küçük bir öykü...

"günlerden yalnızlık, aylardan hüzündü. bir öykü için yanlış zamandı, bu zamanda başlayan her öykü acıyla sonlanırdı." Seni ilk kez böyle bir öyküde görmüştüm. Hatırlıyorum da gözyaşların yanaklarını parçaladıktan sonra buraya kadar demiş ve en ışıltılı ihanete tırmanmıtın. Atlayacak ve bitirecektin herşeyi, bedenini karanlık sulara gömecek ve gidecektin. İşte ben seni böyle bir öyküde sevmiştim. Bense renksiz bir dünyada renkleren kulübeler yapmaya çabalıyordum yaşamak için elbette. Başka bir amacım yoktu ki bunu bana uçurumdaki ilk buluşmamızda söylemiştin. Bu yüzden di belki seni düşerkne gördüğümde kurtarmak istemem, belki de sadece kendi yarım benliğimi tamamlamak gibi bencilce bir amacım vardı. Oysa evim için kırmızı güzel bir renk olabilirdi sen düştükten sonra ama bunu seçmedim ben. Son kalan umutlarımı serdim sana bir şey olmasın diye, fazladan aldığın her nefes benim için yaşamdı. Teşekkür etmedin bana, kızdın hatta, her şeyi zorlaştırıyorsun dediğinde dudakların dudaklarıma yeni değmişti. Ayrılıkları korkunç oluyordu her defasında, ruhlarımız tam birleşecekken parçalanıyor ve bir süre boyunca konuşamıyorduk. Evet, herşey benim suçumdu. Düşmeni izleyip ardından atlamalıydım, tam seni yakalayacakken önce sen sonra ben çarpmalıydık gerçekliğe. Baştan sona yalanlar üzerine kurulu bir hikaye olmalıydı ama okuyucular bu sahnede duygulanıp gözyaşlarına boğulmalıydı. Ben seni böyle bir öyküde sevdim. Bu yüzden gittiğinde yıkılışım, dediğin gibi biz farklı yanılgıların çocuklarıydık, kelimelerin tanrısı asla birleşmemize izin vermeyecekti. İkimizde biliyorduk bunu, ikimizde olacakları biliyorduk. Fazladan aldığın her nefes sayesinde yaşıyordum ben ama sen gitmedin. Bensiz yaşamaktansa hiçliğe razı geldiğini söylemiştin. Yarınının gelmeyeceğini bilerek mutlu olunabilir mi bilemem ama biz huzurluyduk. Sonra kelimelerin tanrısı seni benden almaya karar verdi, bu öykünün bu şekilde bitmesine izin veremezdi. Sen atladın sonra aşkımızın sınırlarından, yavaşça düştün. Bense gölgemden duvara çivilenmiş kıpırdayamaz bir haldeydim. Oysa ben gözlerinde ölmek , kalbinde gömülmek istemiştim sadece, oysa ben sadce..

"günlerden yalnızlık, aylardan hüzündü. bir öykü için yanlış zamandı, bu zamanda başlayan her öykü acıyla sonlanırdı." ve ben seni böyle öykünün bitiminde kaybettim....

not: sadece yazmak istedim, mesaj veya gizli reklam içermemektedir. yalnızlığın reklamını yapacak kadar öğrenemedim bu hayatı...

2/Post a Comment/Comments

Unknown dedi ki…
duygularına sağlık!
Oğuz Marangoz dedi ki…
teşekkür ederim.