kısa bir günün özeti ve W.Shakespeare'den bir yazı

Bugün biraz durgunum belki ÜDS için bolca soru çözmenin yarattığı bir etkidir. Hatta bizim ormana girip ağaçlarımızı birisinin kesitiğini duyduktan sonra ciple peşine takılmamız bile bu durgunluğumu gideremedim. Kesinlikle çok eğlenceli, bol adrenalinliydi ama bitti. Bu noktada anlamadığım bir çok şey var, sen kimsin ki benim arazime girerek ağaçlarımı kesiyorsun? Onları sapçılara satıp para kazanacak aklı sıra, bunun önüne de geçemiyorsun. Adam gece gelip kesiyor, ben uyurken gelip kesiyor demekki bu adam başka şeyler de yapabilir. Yinede bir süre boyunca geleceğini zannetmiyorum, sevgili blog öyle bir kaçıyordu ki çok eğlendim. Diğer bir taraftan da anlayamadığım insanların yapmak zorunda olduğu şeyleri yapmaması beni deli ediyor. Misal sen eğer kiracıysan ev, işyeri sahibine kiranı zamanında ödemekle yükümlüsün ama ödemiyorlar, şerefsizlik değilde nedir bu. Şeytan çok konuşuyor insanın içinde ama olmuyor, o na kötü dediğimiz için dediklerini yapmamaya gayret gözteriyoruz. Belki de en iyi bir gurup insanı güzel bir şekilde pataklamak ve akıllanmalarını ummaktır, başka bir şey işe yaramıyor çünkü!

Yine konu dışına çıktım ve hemen toparlıyorum, mutluyum son iki haftadır. Gözlerimin için gülüyor aileme göre, onlarda şaşırdılar buna ama anlatmak istediğim konuda bu değil. Bir süredir üniversitede yaptığım çalışmalara bakıyorum, onlara sunum, ödevler, bitirme projeleri (iki tane yaptım ben birini ilk dönem yaptım sonra hocam amerikaya gitti, geçersiz oldu o), araştırmalar ve birçok şey daha var. Sunumlarımdan birisinde W.Shakespeare'in bu yazısına rastladım, Nelson Mandela sunumumun sonuna eklemişim. Oldukça etkilendim tekrardan okuduğumda, sonra dedim ki kendimi böyle olmaması için neler yapmak gerek? Korkmadan yaşamak için neler gerekir? Sonra yazıyı sizinlede paylaşayım dedim, beğenirsiniz umarım. Bu arada ben mutluyum, gözlerimin içi gülüyor gerçektende, ailemi bu farkındalıkları için tebrik etmek istiyorum. :))

Artık sizi büyük üstad ile başbaşa bırakayım

Saglıcakla kalın...



"İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.

Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.

W.Shakespeare"

0/Post a Comment/Comments