İntihar provaları

Karma karışığım, içimde büyük bir öfke, büyük bir nefret var sebebini bile bilmediğim. Hayat dediğin şey garip! Herşey bitti dediğin zaman ileride bir ışık görüyoruz, sonra tekrar aptal bir umut büyüyor içimizde. Gerek yok aslında umuda, hiç gerek yok. Umut olmasa acı çekmeyiz. Tekrar bastırınca karanlık umursamayız, gözlerimiz hiç alışmaz ışığa. Karanlığın çeşitlerini, siyahın tonlarını öğreniriz kötü mü olur. İstemiyorum umut etmek, herşey kötüye gidiyor aslında. Tam düzelebilir dediğimde daha da batıyorum. derinliklere. Bu şekilde geçen 24 yıla tanıklık ettim, hep bir şeyler çalındı benden. Hep kaybettim, sadece öğrendim! Ancak bunlar da bir şeyi değiştiremedi, çaresizliği öğrendim. Hep tedavisi olmayan hastalıklar buldu beni, "onlarla yaşamayı öğreneceksin" dediler. Onlarsız yaşayamaz oldum. Hep ihanetler beni buldu "onlarla yaşamayı öğrenceksin" dediler. Hayatımın her yerinde karşıma çıktı.

Her şeyi sırasıyla öğrendim, bildim, olacakları gördüm birçok defa. Bunlar olcak dedim, yapmamız gerekenler bunlar, önlem almalıyız, o adama güvenmemeliyiz. Dinletemedim, değiştiremedim olacakları. Sonra herşey öngürdüğüm gibi gelişti ama yine çaresiz kaldım. Çünkü hayat ellerimi kollarımı bağlamış, soluklarımı çalmış oldu hep. Kıpırdayamadım, anlatamadım. "Düzelecek" umudunu hep taşıdım anlamsız yere, hep taşıdım. Ben düştüğümde etrafımdaki herkes düşüyordu, bu yüzden ayak tabanlarımdan çiviledim kendimi. Hep sevdim "hacıyatmazları." Ben düştükçe hayat eğlendi. Ben kanadıkça, hayat zevk çığlıkları attı. Her seferinde duydum karanlığın kahkahalarını.

En güzeli beklentisiz yaşamaktan geçiyor aslında, hiç bir şey düşünmeyeceksin. Geldiği gibi yaşayıp, bittiğinde gideceksin. Bu yüzden intihar provalarının anlamsızlığı. Arası yok, yaşayacak veya öleceksin. Her seferinde ilerde ufak bir ışık gör, tekrar ayağa kalk, ışığa doğru koşarken gözlerin kamaşsın ve tekrar düş. Hayır, bu kadar da aptalız. Aynı bok çukuruna tekrar ve tekrar düşüp, her seferinde çıktıktan sonra üstümüzü temizliyoruz. Bırak bunları! Umut etme, gerek yok çünkü.

Karma karışığım, karanlığım son günlerde. Siyahın tonlarını öğrenmek gerek, farklı isimler vermek ve o aptal ışığı kovalamayı bırakmak. Aslında benim sadece yazmam gerekiyor, yaşayabilmem için ama o da olmuyor. Her seferinde unutuyoruz yaşadıklarımızı!

...

Ne diyordum ben.. İlerde ışık var galiba. Sanırım tekrar kalkıp koşmalıyım!

Sağlıcakla kalın...

not: Ayreon Human Equation albümünü kesinlikle tavsiye ederim, progressif metal dediğin böyle olur dedirtiyor. Mükemmel bir albüm, daha sonra bi tanıtım yazısı yazmayı planlıyorum. Orada daha detaylı bilgi verebilirim

8/Post a Comment/Comments

Adsız dedi ki…
sıfır yorum olması şaşırttı doğrusu.. çünkü çoğumuzun kendisinden birşeyler bulmaması düşünülemez.. karamsar iniş ve çıkışlar, çocuksu bir umutla düştüğümüz yerden dizlerin acısa da kalkıp yeniden hayat denen oyuna devam etmek karışma,yanaş yanıma msdaşım bendensin..
Oğuz Marangoz dedi ki…
teşekkür ederim dost. seni de beklerim buralara birer sıcak çay içeriz...
SesSzLiK... dedi ki…
gerçekten şu an hissetlerime tecüman olmuşsun..
Oğuz Marangoz dedi ki…
ne mutlu bunu duyabilmek, teşekkür ederim..
hakuna matata dedi ki…
hikayeler denemeler çok hoş olmuş.Bende yıllardan beri yazmaktayım. Neden bunları agustos sonuna kadar vakti olan haldun taner oyku odulu yarısmasına göndermiyorsun??? :)

www.recanddelete.blogspot.com
Oğuz Marangoz dedi ki…
güzel yorumun için teşekkür ederim. yarışmadan haberdar değildim aslında. bir bakayım neler yapabilirim yarışma için. teşekkür ederim :)
Adsız dedi ki…
duygularıma tercümansın çok teşekkür ederim
Oğuz Marangoz dedi ki…
asıl ben teşekkür ederim