"Nerede o eski bayramlar?"



Öncelikle mübarek kurban bayramınızın niec hayırlara vesile olmasını diliyorum. Umarım kültürümüzün unutulmadığı, yozlaştırılmadığı nice bayramlara tanıklık edebiliriz. Dilerim ki gelecek hepimiz için çok güzel olur.

Bayramları severim bize bir çok akrabamız gelir, gelenlerin bir çoğuna değer veririm iyi insanlardır. Bakklavalar yapılır tatlılar, çikolatalar bizim ev pek bir kalabalık olur severim de bu kalabalığı. "Nerede o eski bayramlar" ile başlayan cümlelere bayılır, bolca söylerim. Ben hiçbir yere gitmem malum dedem en büyük herkes bize gelir. Ramazan bayramında bi günde 45 misafir görmüşlüğüm vardır, çok keyifliydi. Ancak bu bayram pek keyifli değilim, baklava yemedim gibi bir şey. Geçmişimden gelen gölgeler, kendi ellerimle gömdüğüm sanrılarım pek peşimi bırakmıyor. Neden şimdi ortaya çıkıyorlar, neden dün değil neden yarın değil de şimdi? Cevapsız sorularıma sürekli olarak yenileri ekleniyor, yenileri eklendikçe de ben daha da silikleşiyorum hayattan. Eski yazılarımı okuyor, eski şarkıları dinliyorum, eskiden kalma kokuları hatırlıyorum. Hayatıma kim girmişse bir an konaklıyor bilincimde, bütün güzel anlar geçiyor gözlerimin önünden. Bilincim oyun oynamak istiyor yeniden, eh bende izin verdim bir süre eğlensin, mutlu olsun. Şimdiden kaçıp geçmişe veya yarına saklanmak kolaydır hep, bırakıyorum da bu sefer kolaya kaçsın bilincim.

Eski yazılar, kayıp mektuplar, küçük hediyeler.. Bir çoğu bende olmasa da hepsini bir bir hatırlıyorum, hüzünler, mutluluklar hepsi damarlarımda dolaşıyor. Elbette bir yandan da bu güne tutunmaya çabalıyorum. Hatalarım vardı elbette ama ben sadece yardımcı olmak istemiştim hayatıma kim girdiyse. Bir süre sonra bana ihtiyaçları kalmadığında ise gittim bunu kimse anlamadı ama bu yüzden vardım ben. Hayatlarındaki eksiklikleri bir süreliğine ben tamamladım. Geçici bir görevdi benimkisi, sonrasında anlaşamamaya başladık, hakaret etmek yerine gitmeyi tercih ettim. Fırtınada güvenli bir sığınaktım, güvenli durgun bir limandım ama güneş çıkınca insanlar gitmeyi tercih etti. Hoşçakal dedim sadece sonra başka bir yere taşındım, sahip olduklarımı hep yanımda götürdüm. İz bırakmamaya çabaladıkça da derin yaralar açtım. Bir çokları kanımın ısısını asla bilemediler, bir çoğu içinse sadece geçici bir besindim. Herşeyi bildim ama görebildiğim geleceği değiştirmek için de çok çaba sarf ettim. Olmadı yapamadım ama pes etmedim uğraşmaktan. Faydam olsun dedim, öyküler anlattım, masallar yazdım, tekil doğruların anlamsızlığı açıkladım hep. Ancak hep kalabilmeyi düşledim, olmadı! Geçmişe küfretmek alışkanlığım değildi, anlaşılamadım. Anlaşıldıysam da artık bir önemi yoktu. Sonrasında yoluma devam ettim, "yalnızlık benim alın yazım" dedim ve bugündeyim! Aslında biraz dünde, biraz da yarındayım. Aslında ben başka bir diyardayım, hep de orda kaldım. İki dünya arasında sıkışıp hiçbirinden vaz geçmedim. İkisi farklı yönlere uzaklaştığında ise ben çaresiz kaldım. Ve şimdideyim! Kendime rağmen bugündeyim.

Bu bayram sessiz geçiyor, pek kimse gelmedi sanırım kriz bayramları da vurdu. Sanırım kriz insanlığında ırzına geçti! Sanırım maskelerimiz bizi ele geçirdi! Ne dersiniz?

not: senin sesin olmadan bayramlar geçmiyor be dedeciğim, çok özlüyorum seni! Huzur içinde uyu!
not: Bu mükemmel resmin ve dostluğun için tekrardan teşekkür etmek istedim Shalafi.

0/Post a Comment/Comments