Sessizlik hakimdi ve bu sessizlik söylenmemiş kelimelerle doluydu. Aslında herkesin sessizliği sona erdirmek istediğine emindim ama öyle bir andaydık ki konuşmak sanki büyük bir cesaret istiyordu ve hepimiz kelimelerden korkuyorduk sanki. Ben bildiğim kadarıyla yolu tarif ediyorduk şansımıza Beykoz bölgesini iyi biliyordum.
- Galdor ileriden sağ yap sonra biraz virajlı bir yol var ve o yol bizi sahile çıkaracak.
- Biliyorum Lucian ben acemi birliğini burada yaptım.
- Hemen kızmayın komutan Galdor o zamandan bugüne yeni yollar yapıldı. Hatta 3. bir köprü bile yapıldı.
- Derin haklısın benim hatırladığım zamanlarda buralarda hiçbir şey yoktu. İyice büyük baba yaptın beni sende.
- Olur mu öyle şey Galdor. Derin sadece seni sakinleştirmeye çalışıyor.
- Siz hiç beni sinirli görmediniz sanırım. Buradan sağ yapacağız değil mi?
Poyraza yaklaşıyorduk eskiden yüzmeye gelirdik buraya hatırlıyorum. Magaraların girişini de o zamanlar görmüştüm. Deniz tarafında kayalıklardaydı. Tahmin ettiğime göre oraya gitmek için biraz kayadan aşağıya inmemiz gerekiyordu. Eğer 3. mağaradalarsa girişte siyahlı askerler nöbet tutuyor olmalıydı. İniş biraz zorlayacaktı bizi.
- Acaba mağarada wi-fi çekiyor mudur? Haritalara bakarsak daha kolay çıkarız dönüşte. Yaa ben niye bu kadar şapşik oldum telefonlarımızın şarjı bitti ve telefon çekmiyor. Acaba teknik bakım mı yaptırsam belki yağım azalmıştır.
- Derin neden en olmadık zamanlarda güldürüyorsun bizi. Siyahlı adamların üstüne gülümseme bombası mı atacağız?
- Off ya tamam sustum Naserious şuraya yazıyorum artık konuşmayacağım.
- Derin'ciğim onu demek istemedi Naserious. Sadece hepimiz gerginiz biraz ama sen bize çok iyi geliyorsun.
- Yaa Kylana ne kadar şapşiksin sen böyle. Örnek al Naserious belki Derin'le nasıl konuşacağını öğrenirsin.
Arabayı yolun kenarına çektik. Biraz da içeriye çektik ki kolayca görünmesin diye sonra bulduğumuz dal ve çalılarla onu gizledik. Birinci mağara biraz ilerideydi diğerleri ıse daha ileride.
Derin yolu incelemeye başladı asfalt üzerindeki lastik izlerini inceliyordu sanki.
- Evet, buradan gelmişler sanırım 5 veya 6 araçtılar. Lastik izleri birbirine karışmış daha fazla da olabilirler.
- Derin'i duydunuz gençler silahlarınızı çıkartın. Susturucular takılı olsun bundan sonra atış serbest.
Silahlarımızı çıkarttık ve savaş düzenimize döndük. Kylana en arkamızdaydı onun önünde Derin ve Naserious en önde ise Galdor ve ben. Dağınık bir düzende ilerliyorduk. İlk mağaranın yanına yaklaştığımız zaman Derin devam etmemizi söyledi. İkinci mağaraya yaklaştığımız zamanda aynı şekilde ve üçüncü mağaraya yaklaştığımız zaman eliyle deniz tarafını işaret etti ve sessiz bir şekilde "buradan ilerlemişler." dedi.
İleriye doğru devam ettiğimiz zaman 7 tanr siyah renkte cip gördük. 3 tane siyahlı asker ise onların yanında denize bakarak sohbet ediyordu. Ateş emrimiz vardı zaten birkaç saniye sonra siyahlı askerler yerde yatıyordu.
Kayalıkların sınırına geldiğimiz zaman denize doğru baktık hayran bir sekilde. Denizin kokusunu içimize çektik. Batmakta olan güneşin ışıkları Kylana'nın gözlerine vuruyor ve orada bir renk cümbüşu başlatıyordu. Ondan başka bir şey görmek istemediğimi düşündüğüm sırada bunu sesli bir şekilde söylemiştim istemsizce.
- Yaa şapşik hepimiz Kylana'ya karşı duygularını biliyoruz ama bunları konuşmanın zamanı hiç değil. Söz ilk kahve molamızda konuşacağız bunları.
Yine yürüyen bir pancara dönmüştüm ben. Kylana'nın ise yüzü kızarmıştı. Galdor kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendini farkındaydım. Naserious ise arkada sırıtıyordu. Neden hep böyle oluyordu bana.
Bu esnada araçlara bağlanmış 3 tane halatın kayalardan aşağıya doğru sarkıtıldığını gördük. Demek ki mağaraya bu şekilde girmişlerdi be bizde aynı yolu takip edecektik.
- Gençler size güzel bir haberim var ama sadece Derin beni affederse söyleyebilirim.
- Yaa şapşik ben sana hiç kızmadım ki lütfen söyle ne olur. Yoksa meraklı bir Derin'le uğraşman gerekir.
- Tamam söylüyorum o zaman aşağıya doğru inerken hepimizi görünmez yapacağım yaklaşık olarak 3 dakika boyunca görünmez olacağız.
- Sen bir kahramansın Naserious. O zaman halatlardan aşağıya ineceğiz. Lucian ben önden inecek, Derin sende bizimlesin. Karşımıza çıkan siyahlı askerleri temizleriz bu esnada.