Gerçeğin sahteliği


Bir kaç yazıdır size gerçekliğin ne şekilde değişebileceğinden bahsetmiştim. Önce gerçekliği salt gerçeklik, bize sunulan illüzyon gerçeklik ve kendi kurguladığımız gerçeklik şeklinde ayırmıştım. Sonra kendi kurguladığımız gerçekliği de anlara göre ve hissettiklerimize göre de parçalara bölmüştüm. Bu parçalamaları yaparken asıl amacım aslında ne kadar göreceli bir hayatı yaşadığımızı göstermekti size. Aynı zamanda bize gerçek olarak sunulanların altında yatanları da fark etmenizi sağlamaktı. Buraya kadar yazdığım her şeyi yaşamım boyunca düşünerek, sorgulayarak edindiğim tecrübelerden faydalanarak yazdım. Ancak yazı dizisinin devamı içi bu söz konusu olmayacak ve sizlere kesin olarak ele aldığım gerçekliğinde aslında değişebileceğini anlatacağım. Ancak bu yazıda anlatacaklarımın doğruluğuna dair her hangi bir kanıtım olmadığı gibi başka kurgulardan faydalanacağım.


Mesela ben bu cümleleri yazarken karşımda birisi varmışçasına yazdım. Daha doğrusu birisinin beni okuduğunu düşünerek yazdım. Sizlerden aldığım yorumlar bana okunduğum fikrinin doğru olduğunu gösteriyor. Bu sebepten dolayı bende yazılarımın okunmasını gerçekliğime ekliyorum Fakat belki de siz yoksunuz veya ben hiçbir zaman okunmuyorumdur. Aslında sizin var olmanız benim için salt gerçeklik iken varlığınızı tartışmaya açabilirim. Yorumlarınıza açıklama olarak da internette yer alan bir yapay zeka programın o yorumları bıraktığını söyleyebilirim. Hatta bu düşünce dizisini takip ettiğimde matriksteki gibi bir sisteme ulaşabilirim kolaylıkla. Yani sizin veya benim gerçekliğimden şüphe edilebilir. Belki siz değil de ben gerçek değilimdir. Bütün bu yazılar en basitinden bir yapay zeka programı ile yazılmıştır. 

Aslında benim, sizin veya dünyanın gerçek olup olmadıklarından emin olamıyoruz. Malum neyin gerçekten var olduğu çok uzun zamandır süre gelen bir tartışma konusu. Gördüklerimize, işittiklerimize veya dokunduklarımıza mı yoksa düşündüklerimize mi gerçek diyeceğiz. Hatta şöyle bir örnek daha vermek istiyorum. Bu örnek için biricik hayali dostumuz, kardeşimiz Ragıpı'ı tekrardan buraya çağırıp ona eşlik etmesi için Fatma'yı da getiriyoruz. Ragıp ile Fatma bir gün bir yerde karşılaşırlar. Sohbet ederler, konuşurlar ve birbirlerini tanırlar. Sonrasında Ragıp'ın hayalinde bir Fatma karakteri oluşur doğal olarak. Sınırları, yapabilecekleri, düşünceleri, fikirleri olan bir imge halini alacak Ragıp'ın düşüncelerinde. Ancak gerçek Fatma ile Ragıp'ın düşüncelerindeki Fatma birbiriyle asla örtüşmeyecek. Klasikleşen elbise giydirme hatasına düşecek sonrasında. Bu şekilde de Fatma gerçekliği kaybedecek zamanla. Aslında Ragıp'ın bizim hayalini dostumuz olduğunu eklediğimizde işin asıl boyutu tartışmaya açılacak. Fatma diye birisi bu durumda var olabilir mi diye sorarım ben. 

Inception izlerken gerçeklik tartışmalarım biraz daha alevlendi. İzlememiş olanlar için tekrardan son sahneyi anlatayım. En sonda Leanordo uzun uğraşlar sonucunda ailesinin yanına gidiyordu. Bundan önce katmanlarca rüyada oldukları için bir süre boyunca gerçeği karıştırıyorduk. Fakat son sahnede bir üst katmanın da olabileceğine dair bir soru işaret ile bitmişti film. Yani gerçekliğin nerede başladığı ve nerede sonlandığı belli olmuyordu. Matriks de benzer bir şekilde bitmişti. Ancak bunlar film olduğu için onları kurgular bölümüne aktarmayı tercih ederiz. Gerçek bizim gerçeğimizdir ve onlar kurgudur. Onların başka bir evrende gerçek olabilecekleri fikirlerine girmiyorum bile. Sadece biraz düşünelim istiyorum acaba onlar gerçekse ve biz saçma bir rüyadaysak. Bir gerçeklik illüzyonu etrafımızı kaplamışsa ve bütün o film deyip geçtiklerimiz aslında bizi başka bir gerçekliğe çekmek içinse. Hadi bunları düşünelim biraz. Biraz daha sorgulayalım hayatı ve katmanlarını inceleyelim. 1'lerden ve 0'lardan oluşmadığı anlayalım. Her doğrunun aslında yanlış olduğunu ve her yanlışın aslında doğru olduğunu da ekleyelim. 

Biraz daldan dala atladığımı ve tam olarak anlatmak istediğimi anlatamadığımın farkındayım ancak var olmayan bir şeyi nasıl anlatabilirim değil mi? Emin olamadığım sürece eksik kalır hep anlattıklarım. Öyküler de bu şekilde değil  mi benim gerçeklerim ama sizin için sadece birer kurgu. 

İzninizle dinlenmeliyim. Bu yazı dizisini de bu şekilde sonlandırmış oldum. Gerçek nedir diye tekrardan sorayım ve şimdilik gideyim.
Saygılarımla.

1/Post a Comment/Comments

Pabuç dedi ki…
:)Hayat nedir diye çok düşündüm ve hayat onu kim sorguluyor anlamaya çalışıyorsa odur..Sen düşünüyorsan hayat sensin bn düşünüyorsam benim..
Hayat muzicenin ta kendisi ve herkes kendi yorumunu güzlliğini katar ve gider..

Yolun açık olsun:)